Journal Name:
- Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Turkish national struggle has a dual façade with its internal and external dimensions.
The phase of internal uprisings of this struggle, which was primarily a war waged
against foreign occupants, is the hardest stage. During the internal uprisings, mostly
rooted in the lack of a national army and the absence of state authority, Anatolia fall
into an absolute turmoil. The pioneers of the national movement spent their utmost effort to extend this struggle throughout the country and to materialize their national
salvation, on the one hand, and faced a serious counter campaign backed by the
İstanbul government against this struggle, on the other hand. As a result of the latter,
in fact, throughout Anatolia, more than about 20 uprisings broke out. Owing to the
absolute lack of state authority, seirous security problems were expreienced and
people, deprived of the safety of their life and properties, were exposed to grave
hardship. To suppress these uprisings, taking into account the nature, the selfdiscipline
and the ultimate goal of the national struggle, was an undisputable
necessity. To overcome the difficulty, on the other hand, was extremely difficult. The
increasing spread of the security problems rendered any solution to the problem
more difficult. In this research, hoping to make a contribution to the social history of
the Turkish national struggle, the above mentioned chaotic environment, partially
true for all of the country, was examined on the regional basis of Düzce and its
vicinity.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Milli Mücadele iç ve dış boyutlarıyla çift cepheli bir savaştır. Temel niteliklerini
işgalci dış güçlere karşı verilen mücadeleden alan bu savaşın iç ayaklanmalar dönemi,
en zorlu devresidir. Büyük ölçüde devlet otoritesi boşluğu ve milli ordu eksikliğinden
kaynaklanan iç ayaklanmalar döneminde Anadolu tam bir kargaşa içinde
bulunuyordu. Milli hareketin öncüleri bir taraftan bu mücadeleyi yurt sathına yaymak
ve milli istiklali gerçekleştirmek amacıyla büyük çaba gösterirken, diğer taraftan işgal
güçleri ve İstanbul’daki Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin de etkisiyle bu harekete karşı
büyük bir kampanya yürütülmüş ve bunun sonucunda Anadolu’nun pek çok
bölgesinde yaklaşık yirminin üzerinde ayaklanma çıkmıştır. Devlet otoritesi
eksikliğinin had safhada hissedildiği bu ortamda önemli asayiş sorunları yaşanmış ve
bunun sonucunda halk can ve mal güvenliğinden de yoksun kalarak büyük sıkıntılar
çekmiştir. Bu ayaklanmaların bastırılması, Milli Mücadele’nin niteliği, iç disiplini ve
nihai hedefleri açısından kesin bir zorunluluktu. Diğer taraftan sorunun üstesinden
gelinmesi de son derecede güçtü. Artan asayiş sorunları konunun çözümünü daha da
güçleştirmekteydi. Bu çalışmada, büyük ölçüde memleketin geneli için de söz konusu
olan bu ortama Düzce ve çevresinden bakılarak Milli Mücadele’nin sosyal tarihine ışık
tutulmaya çalışılmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 13
54-69