Journal Name:
- Cerrahpaşa Tıp Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Despite recent advances in diagnosis and treatment, gastric carcinoma remains a major cause of
death in the world. We evaluated the influence of clinicopathologic variables on 5-year survival rate after
gastrectomy.
Design.- Clinical characteristics were retrieved from the records of all patients who underwent surgical treatment
during 1989-1993. Pathologic characteristics were determined from a detailed review of all available
histopathologic slides and reports.
Results.- This study is based on an analysis of clinic and pathological features of 409 patients with gastric
carcinoma operated on between 1989 and 1993 at Cerrahpaşa Medical Faculty Department of General Surgery.
Patients were divided into 4 groups: Curative resection (n=154), palliative resection (n=124), palliative
gastrojejunostomy (n=57) or feeding gastrostomy / jejunostomy (n=33), and laparotomy alone (n=41). Five-year
survival rate of patients undergoing curative resection, palliative resection and that of patients with non resectable
tumor was 58%, 12,5% and 0%, respectively. The relationship between clinicopathologic variables and 5-year
survival rate was evaluated by univariate and multivariate analysis. In multivariate analysis with logistic regression
of 5-year survival, stage, grade, vascular / lymphatic/ perineural invasion, depth of tumor invasion, levels of
metastatic nodes and number of metastatic nodes were statistically significant in cases of curative resection. The
only statistically significant independent prognostic factor with long-term survival was levels of metastatic nodes in
cases of palliative resection.
Conclusion.- This study illustrates that the most important role for clinicians treating patients with gastric
carcinoma should be early detection and aggressive surgery for resectable tumors, followed by detailed
pathologic examination.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Teşhis ve tedavideki ilerlemelere rağmen
mide karsinomu, halen başlıca ölüm sebeplerinden
biridir. Biz bu çalışmada, rezektif işlem
yapılan olgularda klinikopatolojik faktörlerin 5
yıllık sürvi üzerine olan etkisini inceledik.
1989-1993 yılları arasında cerrahi tedavi
geçirmiş tüm hastaların klinik bulguları kayıtlardan
elde edildi. Patoloji bulguları ise mevcut
histopatolojik slaytlardan ve raporlardan detayl
ı olarak öğrenildi.
İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi
Anabilim Dalında, 1989-1993 yılları arasında
409 mide karsinomlu hasta ameliyat edilmiştir.
409 hasta 4 gruba ayrılmıştır. Küratif
rezeksiyon grubu (no:154), palyatif rezeksiyon
grubu (no:124), palyatif gastrojejunostomi (no:
57) ve besleyici ostomi grubu (no=33), laparotomi
+ biyopsi grubu (no:41).
Küratif rezeksiyon geçiren hastaların 5 yıll
ık sağkalım oranı %58, palyatif rezeksiyon ge-
çirenlerin %12,5 ve non rezektabl tümörlü hastalar
ınki ise %0dır. Klinikopatolojik faktörler
ve 5 yıllık sağkalım oranları arasındaki ilişkiler
univariate ve multivariate analiz ile değerlendirilmiştir.
Küratif rezeksiyon olgularında, 5 yıll
ık sağkalım logistik regresyon ile multivariate
analizi uygulandığı zaman, evre, grade, vaskü-
ler/lenfatik/perinöral invazyon tümör invazyon,
derinliği, metastatik nodüllerin seviyeleri ve
sayıları istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.
Palyatif rezeksiyon olgularında istatistiksel
olarak anlamlı tek prognostik faktör metastatik
nodüllerin seviyeleridir.
Bu çalışma, mide karsinomlu hastaları tedavi
eden klinisyenler için en önemli rolün erken
teşhis, rezektabl tümörlerin radikal cerrahisi ve
detaylı patolojik muayene olduğunu gösterir.
- 1
10-18