Freedom Of Thought, Belief And Expression In The Light Of The Qur’an
Journal Name:
- Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
According to the Qur’an no one has the right to oppress or interfere wıth
anyone’s faith or beliefs. Human beings are completely free to believe or not to believe
anything they choose whether they practice or not what they believe in. In Islam there
is no place for oppression or suppression of any kind whatever the conditions. Freedom
is of vital importance in Islam; without it neither a healthy development of one’s
abilities is possible nor can one be held responsible for his/her actions. It plays a key
role in every aspect of the Islamic way of life. Belief and faith in Islam are not just a
passive submission but a process of searching and inquiring. Islam invites all adherents
and non-Muslims to think and reason on even basic principles of the religion. Islam
has banned all sorts of belittling. No one can be blamed or mocked because of
his/her beliefs, way of life or worldview. No one is entitled to force someone to change
his/her likes or dislikes. The Qur’an advises all Muslims including non-Muslims to respect
each other, to act honestly, to treat people equally and create a peaceful environment.
No Muslim is allowed to do any injustice to anyone be it a believer or not. A
Muslim has the right of defending his faith and beliefs while respecting other’s freedom
of doing the same thing. In that respect there is no discrimination between a Muslim
and non-Muslim. According to Islam the right of believing is basically a human
right; one can reveal, without any restraint, his/her belief. Freedom in Islam is almost
unrestricted as long as the right and freedom of other individuals is not vıolated. And
this places Islam in a unique position among other religions.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İnsanı diğer varlıklardan farklı, etkin, ve üstün kılan en önemli özellik,
düşünme yeteneğine sahip olmasıdır. İnsan, kendisini diğer varlıklara üstün
kılan erdemini büyük ölçüde düşünme özelliğine borçludur. Çünkü düşünmek
ve düşünme üretmek insanın özünü oluşturan, insanı insan kılan bir
faaliyettir. Düşünme faaliyeti ya da düşünme üretimi ise, ancak fikir hürriyetinin
veya düşünce özgürlüğünün sağlanması ile gerçekleşebilir. Bu bağlamda,
hem ahlâkî ve hem de bilimsel alanda ancak özgürlüğün gölgesinde gelişebileceği
gerçeğinden hareketle, insanın maddî ve manevî alanda en değerli
şeyin özgürlük olduğundan şüphe duyulmamış, insan, özgür olduğu oranda gerçek insan1 kabul edilmiştir. Düşünme ve bunun ifâde edilmesi demek
olan fikir hürriyeti, yaşama hakkı ile birlikte, tüm temel hak ve hürriyetlerin
“olmazsa olmaz” nitelikte en esaslı bir unsuru ve ön-şartı olarak kabul edilmiştir.
Çünkü insanlığın bireysel ve kollektif gelişiminin temel dinamiğini
fikir hürriyeti oluşturmaktadır. İnsanlığın kat etmiş olduğu, gerek her türlü
bilimsel ve teknolojik gelişimi ve gerekse de manevî/ruhî alandaki olgunlaşması,
fikir hürriyetinin mevcudiyetine bağlı kabul edilmiştir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
1-36