Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
Author Name |
---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Yükümlünün beyanı esasına dayalı olan Türk Vergi Sisteminde vergi alacağının (Veya yükümlü açısından vergi borcunun) gerçekleşmesi, sözkonusu verginin bir yasaya dayalı olması ve bu yasanın uygulanmasına ilgili yılın bütçe kanunu tarafından izin verilmesi olguları dışında, çeşidi aşamalardan geçilmesini gerektirmektedir.
Konumuzla olan ilgisine bizi ulaştırması için bu dört aşamayı kısaca belirtirsek, öncelikle vergiyi doğuran olayın karşımıza çıktığını görürüz. Vergiyi doğuran olay, konunun niteliğine göre çeşitli görünümlerde olabilecektir.
İkinci olarak, ilgili vergi dairesi yasalarda gösterilen matrahlar üzerinden ve yine yasa ile belirlenen vergilendirme ölçülerine göre yükümlünün beyanını değerlendirerek vergi alacağını tutar olarak tesbit edecektir. Bu olgu verginin tarhıdır.
Üçüncü aşamada, tarh edilen miktar yükümlüye tebliğ edilecektir.
Son aşama ise verginin tahakkuk etmesi aşamasıdır. Burada vergi borcu ödenmesi gerekli bir duruma gelmektedir. Verginin tahakkuku çeşitli şekillerde gerçekleşmektedir. Verginin tahakkukunda birinci olasılık, tarh edilen vergiye karşı süresi içinde dava açılmamış olmasıdır. İkinci olasılıkta ise tarh edilen vergiye karşı yükümlü yasal süresi içinde dava açmaktadır ve bu yolla tahakkuk durdurulmaktadır. Tahakkuku durdurulan verginin tahakkukunun gerçekleşmesi davanın reddedilmesi ve eğer üst mercie başvuruluyorsa yürütmenin durdurulması kararının alınmaması halinde mümkündür.
İşte dava yolu ile tahakkuku durdurulan vergi alacağının hükme bağlanması, mahkemede vergiyi doğuran olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin sübuta erdirilmesi ile sözkonusu olmaktadır. Demek oluyor ki, ilke olarak idarece değil de vergi yükümlüsü tarafından harekete geçirilen vergi yargılaması mekanizmasında ana sorun, vergiyi doğuran olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve ortaya çıkartılmasıdır.
FULL TEXT (PDF):
- 1-4
475-494