Journal Name:
- Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The current economies have been faced with an
intensive competition. This case is a result of not
only the competition created by globalization,
but also of the improvement in the knowledge
and technology area. This new competition
needs more attention paid to Research and
Development (R&D) activities. R&D investments
have a rather important effect on the level of
development of a country.
R&D activities are called to take place in public
goods cathegory for the fact that they have such
features as non‐excludability of knowledge and
technological inventions and non‐rivalry in
consumption. Therefore, the production of
knowledge and technological inventions requires
public intervention. This intervention occurs in
two ways. The first way is that R&D activities can
be provided by the government. The second is
that the R&D activities in private sector can be
supported by various incentive policies. In recent
years, most OECD and European Union countries
have preferred tax incentives rather than direct
subsidies. And these countries revise their incentive
policies and start effort towards increase the
efficiency of their tax incentives. In Turkey some
arrangements have been realized in order to
promote the R&D field, which has been neglected
for a long time. The sufficiency of these
arrangements is investigated in this study.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Günümüz ekonomileri yoğun bir rekabet ile karşı
karşıyadırlar. Bu durum sadece küreselleşmenin
getirdiği rekabet değil aynı zamanda bilgi ve
teknolojik alandaki gelişimin bir sonucudur. Bu
yeni rekabet, araştırma geliştirme (Ar‐Ge) faaliyetlerine
daha fazla önem vermeyi gerektirmiştir.
Araştırma geliştirme yatırımları bir ülkenin
gelişmişlik düzeyini önemli ölçüde etkiler.
Ar‐Ge faaliyetlerinden elde edilen bilgi ve teknolojik
buluşların dışlanamama ve tüketimlerinde
rekabetin olmaması gibi özellikleri, kamusal mal
grubu içinde yer almalarına yol açmaktadır. Bu
nedenle üretimleri kamu müdahalesi gerektirir.
Bu müdahale iki şekilde gerçekleşmektedir.
Birincisi Ar‐Ge faaliyetlerinin devlet tarafından
sunulması, ikincisi özel sektör Ar‐Ge faaliyetlerinin
çeşitli teşvik politikalarıyla desteklenmesidir.
Son yıllarda birçok OECD ve AB ülkesi Ar‐Ge
faaliyetlerini teşvik politikalarında doğrudan
sübvansiyonlar yerine vergi teşviklerini tercih
etmektedir. Ayrıca teşvik politikalarını yeniden
gözden geçirerek etkinliğini arttırma çabası içine
girmişlerdir. Türkiye’de de uzun bir süre ihmal
edilen Ar‐Ge alanını teşvik için birtakım düzenlemeler
yapılmıştır. Bu çalışmada sözkonusu
düzenlemelerin yeterliliği incelenmektedir.
- 2
29-48