A “Merchant’s” (Abdurrahman Celebi) World in the Ottoman - Venice Relations (1701-1702): Enslavement, Despair and Freedom
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Just after the beginning of the 18th century, the City State of Venice started to lose its impact in
the Mediterranean; whereas the impact of such states as the Netherlands, France and England
increased each day. Even though the City State of Venice started to lose its political impact
in the Mediterranean, its presence was felt in the Adriatic and the Balkans until 1797, the
year when it was occupied. The documents and manuscripts in the Venice State Archives and
libraries indicate that the Venetians continued their relations with the Ottoman Empire without
halt. Especially the reports written and sent to the Senate of Venice by Bailo, who was the
political representative of Venice, lead us to make such an inference in the first place. Within
the framework of this study, we aim at presenting a different dimension of the relationship
between the Ottoman Empire and the City State of Venice which was mainly based on trade,
and thus continued for centuries. During that time, trade used to bring along a number of
risks, particularly the risk of enslavement. People among the Ottoman subjects were being
enslaved by different countries at different times and they were either sold in return for money
or held in captivity in order to be exchanged for other prisoners. One of these prisoners was
the converted Ottoman subject Abdurrahman Celebi, who was actually of French origin. He
was enslaved during trade in Nauplia located in the northeast of Peloponnesus – which was an
important trade base between Venice and Istanbul. It is possible to trace how he was enslaved
and the incentives made by his father for him to be released in the Bailo report in the Venice
State Archive and a letter written in Ottoman Turkish. The letter written by his father to be sent
to Abdurrahman Celebi explains what kind of initiatives are required to free a slave through
the case of Abdurrahman Celebi. Within the framework of this study, while we are evaluating
the letter of Abdurrahman Celebi’s father, we try to present the conditions of an Ottoman
subject, attempts of a father who, through intermediaries, managed to reach the representative
of Venice, Bailo, and within this frame an aspect of the network of the relations between the
Ottoman Empire and the City State of Venice in general.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
18. yüzyılın hemen başından itibaren Venedik Kent Devleti’nin Akdeniz’de etkinliği giderek
azalmaya başlamış ve bunun yanı sıra Hollanda, Fransa ve İngiltere gibi devletlerin ise etkinliği
gün geçtikçe artmıştır. Venedik Kent Devleti’nin, her ne kadar Akdeniz’de ticari ve siyasi
faaliyetleri azalsa da, işgale uğradığı 1797 yılına kadar Adriyatik’te ve Balkan topraklarında
ciddi bir şekilde varlığını hissettirmiştir. Venedik Devlet Arşivi’nde ve kütüphanelerinde yer
alan belgeler ve yazmalar Venediklilerin Osmanlı Devleti ile olan ilişkilerine hız kesmeden
devam ettiklerini bize açık bir şekilde göstermektedir. Özellikle Venedik’in siyasi temsilcisi
olan Balyos’un yazdığı ve Venedik Senatosuna gönderdiği raporlar ilk etapta bizi böyle bir
yoruma haklı bir şekilde götürmektedir. Bu çalışma çerçevesinde Osmanlı Devleti ile Venedik
Kent Devleti arasında ticaret temelinden hareketle yüzyıllardır varlığını devam ettiren bir ilişkinin
farklı bir boyutunu ortaya koymaya çalışacağız. Dönem itibariyle ticaret beraberinde birçok
riski ve özellikle esaret altına alınma riskini içinde barındırmaktadır. Osmanlı tebaasından
farklı zamanlarda farklı kişiler değişik ülkelerin eline esir olarak düşmekte ve bu kişiler para
karşılığında satılmakta ya da diğer esirlerle değişim yapmak için elde tutulmaktaydılar. Bu
esirlerden biri de Osmanlı tebaasından Fransız kökenli, dönme Abdurrahman Çelebi’dir. İlgili
kişi ticaret esnasında, Venedik – İstanbul arasında oldukça önemli bir ticaret üssü olan ve Mora
yarımadasının kuzey doğusunda yer alan Nauplia’da (Anabolu) esaret altına girmiştir. Onun
esaret altına alınma macerası ve kurtarılması için babasının yaptığı girişimleri Venedik Devlet
Arşivi’nde bulunan bir Balyos raporundan ve Osmanlıca olarak yazılmış bir mektuptan takip
etmek mümkündür. Abdurrahman Çelebi’nin babası tarafından ona gönderilmek üzere kaleme
alınan mektup, Çelebi’den hareketle bir esirin özgürlüğüne kavuşması için ne tür girişimlere
ihtiyaç vardır sorusuna da açıklık getirmektedir. Yine, bu çalışma çerçevesinde, Abdurrahman Çelebi’nin babasının mektubunu değerlendirirken bir Osmanlı tebaasının durumunu, Venedik
temsilcisi Balyos’a aracılar vasıtasıyla ulaşan bir babanın girişimini ve bu çerçevede genel
olarak Osmanlı Devleti – Venedik Kent Devleti arasındaki ilişki ağının bir yönünü kurgulamaya
çalıştık.
FULL TEXT (PDF):
- 1
95-108