On the Relationhips between Syntax and Semantics with regard to the Turkish Language
Journal Name:
- Kaygı: Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
A belief commonly held in linguistics and philosophy is that semantics is defined
by syntax. In this article, I will demonstrate that this does not hold true for
Turkish. A fundamental syntactical rule builds around the successive order of
words or speech units in a sentence. The order determines the meaning of the
sentence, which in turn is rendered meaningless if the rule is not observed. In a
given language, if a sentence retains meaning without this rule being applied, then
the rule cannot be said to determine meaning. Turkish, with its mathematical
structure, is one such language. In effect, the degree to which semantics is
determined by syntax varies considerably from one language to the other. If meaning is constructed through dissimilar means in different languages, then it is
not possible to talk about a single theory of meaningfulness valid for all
languages. Each language is uniquely determined, and is a reflection of its proper
cultural background. A theory of language must take into account this cultural
framework. In this paper, I shall deal with a different way of constructing meaning
whereby syntax does not determine semantics, and present the linguistic
possibilities it gives rise to.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İnsan, duygu ve düşüncelerini dile getirebildiği gibi, çeşitli davranış biçimleriyle
de ifade edebilir. Bu durum, dilbilimsel (linguistik) ve kültürel semiotiğin birlikte
incelenmesi gerektiğini ortaya koyar. Dilin dilbilimsel yapısı ile kültürü arasında
karşılıklı bir belirleme ilişkisi vardır. Bu nedenle bize yabancı bir dili konuşan bir
insanın jestlerini, mimiklerini de anlamayız. Semiotiğin iki ana bölümü olan
sözdizim (sentaks) ile anlambilim (semantik) arasında da bağıntı vardır. Ancak bu
bağıntı, her dilde aynı değildir. Bu da bütün diller için geçerli bir anlam kuramının
olamayacağını gösterir. Ben bu makalede, Türkçedeki bu bağıntı durumunu göz
önüne alarak dil felsefesi açısından, özellikle anlamın belirlenmesi konusunda
bazı yeni öneriler sunuyorum.
FULL TEXT (PDF):
- 1
139-152