Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
Author Name | Faculty of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
The suppression of terror financing is one of the most important measures
in terms of struggle against terorism and violance endangering peace. The precautions
that are taken against teror financing has been increasing in terms of
variety, scope and field of application by the help of institutions like GAFI, UN
and EU. According to these improvements, “International Convention for the Suppression
of the Financing of Terrorism” has been adopted by the General Assembly
of the United Nations in resolution 54/109 of 9 December 1999. Turkey has
signed this convention in 27.09.2001 and ratified in 10.01.2002, as many countries
did especiaaly after 11 September attacks. In order to fullfill the requirement
of this convention “The Draft Statute on the Suppression of Terror Financing” has
been prepared and presented to the Turkish Assembly.
This draft statute regulates the conditions and procedures on implementation
of requirements for “International Convention for the Suppression of the Financing
of Terrorism” and also UN Sanctions Commitee decisions, which have
been a major instrument used by the UN Security Council for the struggle against
Terrorism and also the draft statute system foresees an administrative procedure
for the freezing of funds belonging to certain persons and entities that has been
on the list of the UN. For Turkey, these decisions have been implemented by
Cabinet decisions and this administrative procedure results in the danger of human
rights being ignored. Especially this problem becomes particularly serious in
the case of decisions imposing targeted sanctions on individuals. These sanctions
and also the process by which the decisions on sanctions are reached
should be respectful to fundamental rights. Furthermore, individuals have generally
limited recourse against the decisions of the Security Council. Given the general
lack of "judicial review" of Security Council actions at the UN level, the targets
of these sanctions must generally engage the judicial protection of national
authorities. Therefore the Administative court decisions should be evaluated according
to the decisions of European Court Of Justice cases- Kadi, Yusuf and
Ayadi- that dealt with the implementation of UN Security Council resolutions in
the European Union and also human rights protection. This statute constitutes an
opportunity to regulate the conditions and procedures of international sanctions
implementation in the Turkish law, and the sanctions should be made valid after
a judicial review, also the systemizing should be done in a manner that the human
rights protection should always be provided.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Terörle mücadele noktasında alınan önlemlerden biri de terörün kaynak ve
destek noktasını ortadan kaldırmak adına terörizmin finansmanının önlenmesidir.
Terörizmin finansmanına karşı alınan önlemler GAFI (Uluslararası Mali Mücadele
Gurubu), BM ve AB gibi kuruluşlar sayesinde çeşitlerini, kapsamını ve uygulama
alanını durmadan artırmaktadır. Bu gelişmeler ışığında BM Genel Kurulunda 9
Aralık 1999 tarihinde kabul edilen Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair
Uluslararası Sözleşmenin özellikle 11 Eylül saldırıları sonrası ülkelerin daha seri
bir biçimde imzalamaya başladıkları bir dönemde, 27.09.2001 tarihinde Türkiye
tarafından da imzalanmış ve 10.01.2002 tarihli ve 4738 sayılı kanunla uygun
bulunmuştur. Bu sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla Terörizmin
Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı hazırlanmış ve meclis
başkanlığına sunulmuştur.
Bu kanun tasarısının incelenmesinde Terörizmin Finansmanının Önlenmesi
Sözleşmesi yanında dayanak teşkil eden ve son yıllarda BM Güvenlik Konseyi’nin
teröre karşı savaş konusunda kullandığı önemli bir araç haline gelmiş bulunan
“Yaptırımlar Komitesi” kararlarının Türkiye’de Bakanlar Kurulu Kararı ile
uygulanıyor olması da ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Bu hususa ilişkin Türk
İdari yargı kararlarının, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1267 ve 1333
sayılı kararları ile uygulanan ekonomik yaptırımlar ve 1267 sayılı kararla
kurulmuş bulunan Yaptırımlar Komitesi kararlarının üye devletlerce doğrudan
uygulanması akabinde meydana gelen hak ihlallerinin ele alındığı Avrupa Toplulukları
Adalet Divanı önünde görülen Kadı, Yusuf ve Ayadi gibi davalar ışığında
incelenmesi gerekmektedir.
Kanun tasarısında öngörülen sistemin, yargısal mekanizma olmaksızın idari
işlemlerle kişilerin malvarlıklarının dondurulması kararı verilebilmesini öngörmesi
hususu, ekonomik yaptırımlara maruz kalan bireylerin uluslararası hukukta BM
Güvenlik Konseyi kararlarını dava edebilecekleri bir mekanizma olmaması
nedeniyle kişilerin mülkiyet hakları yanında, adil yargılanma hakkı gibi diğer bir
takım temel haklarını da ihlal edecek bir uygulamadır. BM Sözleşmesinin
uygulanmasına ilişkin bu kanun tasarısının, uluslararası ekonomik yaptırım
kararlarının Türk hukukunda uygulanması konusundaki boşluğun doldurulması
açısından önemli bir fırsat teşkil etmektedir. Bu düzenlemenin mülkiyet hakkına
ciddi bir müdahale teşkil eden uluslararası yaptırımların, iç hukukta yargısal denetimden geçirilerek işlerlik kazanmasını sağlayacak biçimde ve hak ve özgürlüklerin
korunmasını merkeze alan bir anlayışla düzenlenmesi gerekmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
1243-1272