Journal Name:
- Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Cerebral
Palsy'l
i ilk olarak 1843 yılında Little tarafından tanımlanmış ve adına "Little hastalığı" denmiştir. Bu alandaki çalışmalar 1930'larda başlamış ve araştırmalara halen devam edilmektedir.
Amerikan Cerebral Palsy Akademisi beyin özrüne bağlı felci şöyle tanımlar: "Beyin özrüne bağlı felç hah, merkezi sinir sistemindeki herhangi bir özür, anormal durum ve hastalıktan dolayı organizmanın motor fonksiyonlarında ve hareketlerinde meydana gelen normal dışı durumlardır. (Okuturlar, 1968, s. 241).
Bununla beraber daha pek çok otoriteler içerikte birbirine benzeyen tanımlar yapmışlardır. Genellikle yapılan tanımlan içeren ve en çok benimsenen tanım da Dr. Wintrop'undrr. "Ona göre beyin özrüne bağlı felç hali, beyin motor merkezinde meydana gelen özre bağlı adale ve sinirdeki yetersizliklerdir."
Cerebral Palsy sadece bir beyin hastalığı değil, beyin ve sinir sistemindeki zedelenmelerden kaynaklanan motor fonksiyonlardaki bozukluktan ve yetersizlikleri de anlatır. Kas zayıflığı ya da gevşekliği, hareketlerde istenmeden yapılan aşırılık, dengesizlik ve kasılmalardır. Bu tür çocukların gelişim basamaklan normal çocuklar gibi olamayacağından öğrenme süreçleri de daha uzun ve öğrenme olanakları daha kısıtlıdır. Dolayısı ile öğrenmeyi hızlandırıcı etkenlere ve farklı bir eğitim ortamına ihtiyaç duyarlar.
Bu çocuklarda hareket ve denge yetersizliği, el-göz koordinasyonunda zorluklar söz konusudur. Bunun yanında görme ve işitme zorluklan görülür. Beş duyu ile algılamaları ve edindiği deneyimler yetersiz kalmaktadır. Algılar arası ilişki kurmaya yönelik koordinasyon gücü zayıftır. Kendi bedeni ve çevresi hakkında ilişki kurmasını sağlayacak hareket yetenekleri de çoğu zaman zayıf kalmaktadır.
Hareketlerinde anormal durumlar bulunan her fert mutlaka beyin özürlü değildir. Be¬yin özürlü olmayan felçli kimselerde vardır. Onları özürlülerle karıştırmamak gerekir. Beyin özrüne bağlı olmayan felç durumunda adalelerin tam fonksiyonlarının görememesi durumu söz konusudur. (Türk Spastik Çocuklar Derneği, 1973, s.3)
Bu tip felç halinde bir özür yoktur* daha ziyade adalelerdeki cansızlık nedeniyle organ ya da kas, hareket etmekte yetersiz kalmaktadır. Adale, kuvvetini kaybederek yumuşamıştır.
Beyin özrüne bağlı felç halinde ise adale kuvveti yerindedir. Bazen gerektiğinden fazla gerilir, normal dışı hareketler ve ataklar yapar. Adale sistemi, organı hareket ettirecek güce sahiptir. Fakat organı idare eden adaleler arasındaki koordinasyon, hastalığın derecesine göre değişir. Bir organı istenilen yönde hareket ettirirken adalelerin bir kısmı gerilir öbürü diğerine bağlı olarak gevşer. Böylece organa istenilen hareket yaptırılır. Eğer böyle olmazsa organ görevinin yerine getirememekte istenmeyen, kişiyi ruhi ve fiziki rahatsız edici hareketler görülebilmektedir.
- 8