The Effect of Picking Period and Brining Applications on Fungicide Residue Levels in Brined Vine Leaves Production
Journal Name:
- Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Especially at the time then the leaves are harvested contact and systemic fungicides are applied frequently to protect the grapevine agaist downy mildew and powdery mildew. Intensive pesticide use in vineyard resulted in residue problem on brined vine leaves that are used as food. In this study two fungucides applications were applied against powdery mildew and downy mildew to the Narince grape cultivars vine leaves. Vine leaves were harvested at end of the half-lifes of the pesticides. A part of harvested leaves were stored fresh and the other part of vine leaves use two different brine applications. Then residue analyses made separately fresh, cold and hot water brine vine leaves and determined residues against to used fungucides. To make brining leaves, leaf samples were put in the water containing salt (NaCl) of 8 % and lactic acid 0,25 % and they were subjected to fermentation for 3 months. The 3 systemic fungicides (triadimenol, carbendazim, metalaxyl) residues detected on fresh leaves in applications were over MRL (maximum residue level). Folpet and mancozep residue could not be dedected in fresh and brined vine leaves. Although brining application were generally decreased fungucides residue levels, carbendiazm residue was also over MRL in the brining applications. Hot brining method according to cold brining method has giving much better results and residues in leaves decreased according to fresh leaves between %21 to %91. Fungucides used in vineyard, recommended for grape elapse between applications and harvested time, is not applicable to vine leaves. As a result, systemic fungicide should not be used in vineyards produced for brine vine leaves and recommended if producers use contact fungucides must be careful.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Asmalardan yaprak toplandığı dönemde özellikle külleme, bağ uyuzu ve mildiyöye karşı kontakt veya sistemik fungusitler sıkça kullanmaktadır. Bu ise gıda olarak tüketilen asma yapraklarında bazen kalıntı sorunu yaşanmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada, Narince üzüm çeşidine (V. Vinifera) ait asmalarda yaprak hasat döneminde külleme ve mildiyöye karşı 2 farklı fungusit uygulaması (folpet+triadimenol ve carbendazim+ metalaxyl + mancozeb) yapılmıştır. Asma yaprakları, etken maddelerin önerilen bekleme sürelerinin sonunda hasat edilmiştir. Hasat edilen yaprakların bir kısmı taze olarak muhafaza edilirken bir kısmından farklı iki teknik kullanılarak salamura yaprak üretilmiştir. Daha sonra taze, soğuk ve sıcak salamura yapraklar ayrı ayrı analiz edilerek kullanılan fungusitlerin kalıntı miktarları belirlenmiştir. Salamura yaprak elde etmek için yaprak örnekleri % 8 oranında tuz (NaCl) ve % 0,25 laktik asit içeren sıcak ve soğuk salamura suyuna yerleştirilmiş ve üç ay süreyle fermentasyona tabi tutulmuştur. Taze asma yapraklarında üç sistemik fungusitin (triadimenol, carbendazim, metalaxyl) kalıntı miktarları MRL (maksimum kalıntı düzeyi) değerinin üzerinde çıkmıştır. Taze ve salamura yaprak örneklerinde folpet ve mancozep kalıntısı saptanamamıştır. Salamura uygulamaları genel olarak fungusit kalıntı miktarını azaltmakla birlikte, salamura yapraklardaki triadimenol kalıntı miktarları da MRL değerinin üzerinde çıkmıştır. Sıcak su ile salamura tekniği, soğuk salamuraya oranla daha iyi sonuçlar vermiş ve yapraklardaki kalıntı miktarı taze yaprağa göre % 27 ile % 91 arasında azaltmıştır. Bağlarda kullanılan fungusitlerde, üzüm için önerilen uygulama ve hasat arasında geçmesi gereken sürenin, asma yaprağı için geçerli olmadığı belirlenmiştir. Sonuçta, salamuralık asma yaprağı üretilen bağlarda sistemik fungusit kullanılmaması, kontakt etkili fungusit kullanırken ise dikkat edilmesi önerilmiştir.
- 2