Reimagining the Epic: Historical and Collective Memory in Nâzım Hikmet and Pablo Neruda
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
This article explores historical and collective memory in Nazim Hikmet’s Human Landscapes from My Country
and Pablo Neruda’s Canto General, bringing these two books of poetry together in their pursuit of a new epic
poetry in the aftermath of the Second World War. Hikmet’s Landscapes is a collection of poems in the form of a
biographical dictionary that profiles ordinary people’s lives in an encyclopedic manner. The poem is an account of the history of the twentieth century from the perspectives of multiple characters in Turkey. It presents an
alternative history centered on the lives of ordinary people, bringing human experience into the center of the
historical narrative that spans nearly half a century from 1908 to 1950, with a vast geographic sweep from villages
of Anatolia to Europe and Moscow. In 1950, the year Hikmet completed Landscapes, Pablo Neruda published
Canto General, meaning General Song, in Mexico City, another extensive and unorthodox artistic project driven
by the ambition to tell all; it is a general/communal song, about an entire history of a continent and of the world.
Despite many differences in their works, the poetry of Hikmet and Neruda carry significant parallels that deepens
our understanding of the poetry of engagement in the twentieth century. In this article, I discuss the epic elements
in Nâzım’s Human Landscapes in relation to its political function as a critical historical memory, and at the same
time, by drawing parallels from Neruda’s work I aim to place Landscapes in an international literary perspective.
In his pursuit of a new epic, Hikmet created a poetic masterpiece that recounts the history of people through
multiple perspectives, bringing together the past, present and future around the destiny of millions of human
beings. Pablo Neruda also pursued a similar desire to give expression to a wide landscape and collective populace
of America and created Canto General to satisfy “the need for a new epic poetry”. This expression of necessity to
turn to the epic genre reveals both poets’ ambition to capture the community in its totality. This paper shows that
Neruda’s struggle echoes that of Hikmet who seeks to find a new voice that would revolutionize modern poetry in
its embrace of the epic and to create a sweeping chronicle which spans time and space, history and geography to
form a self-contained vision of a country and its people.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Bu makale Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları ve Pablo Neruda’nın Canto General eserlerinde
tarihi ve toplumsal hafızayı incelemekte ve bu iki metni İkinci Dünya Savaşı sonrası yeni bir epik şiir arayışlarında
bir araya getirmektedir. Hikmet’in Manzaralar’ı sıradan insanların hayatlarını ansiklopedik bir biçimde anlatan
biyografik sözlük halinde bir şiir koleksiyonundan oluşur. Şiir yirminci yüzyıl tarihinin Türkiye’deki farklı
izleyicilerin bakış açısından anlatılır. Eser merkezinde insan deneyiminin olduğu, 1908’den 1950’ye yarım
yüzyılı ve Anadolu’dan Avrupa ve Moskova’ya geniş bir coğrafyayı kapsayan bir tarihsel anlatıdır. Hikmet’in
Manzaralar’ı yazmayı bitirdiği yıl olan 1950’de Pablo Neruda ‘genel şarkılar’ anlamına gelen Canto General’i
Meksika’da yayımlar. Bu, her şeyi anlatma arzusuyla yola çıkan geniş kapsamlı ve geleneklere aykırı bir eser; bir
kıtanın ve dünyanın tüm tarihi üzerine genel ve toplumsal bir şarkıdır. Eserlerindeki pek çok farklılıklara rağmen,
Hikmet ve Neruda’nın şiiri yirminci yüzyıl politik edebiyat anlayışını derinleştirecek önemli benzerlikler gösterir.
Bu makale Nâzım Hikmet’in Manzaralar’ı üzerine odaklanarak, eserin epik unsurlarının eleştirel tarihi hafıza
içindeki politik işlevini tartışacak. Çalışma aynı zamanda Hikmet ve Neruda’nın eseriyle benzerlikler çizerek
Manzaralar’ı uluslararası edebiyat perspektifi içerisinde değerlendirecek. Yeni bir epik arayışı ile, Hikmet bir
halkın tarihini farklı açılardan anlatan; geçmişi, şimdiyi ve geleceği milyonlarca insanın kaderinde bir araya
getiren bir başyapıt yaratmıştır. Pablo Neruda da benzer bir arayışla Amerika kıtasının geniş manzarasına ve halk
kitlelerine ses verecek Canto General’i “yeni bir epik şiir gerekliliği” üzerine yazmıştır. Epik türüne dönüşün her
iki şair için de kaçınılmazlığı, ikisinin de toplumu bir bütün olarak yakalama tutkusunun bir sonucudur. Bu çalışma
Neruda’nın edebi mücadelesinin Hikmet’inki ile nasıl birleştiğini; her ikisinin de modern şiiri kökten değiştirecek
yeni bir ses bulmak amacıyla epiğe yöneldiğini; zaman ve mekanı, geniş bir tarih ve coğrafyayı birleştiren geniş
kapsamlı bir tarih yazarak bir ülkenin ve insanlarının bir bütün halinde betimlediklerini gösterecek.
FULL TEXT (PDF):
- 2