Ontological Groundwork for Hermeneutics: Heidegger and Gadamer
Journal Name:
- Beytulhikme An International Journal of Philosophy
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Heidegger transformed Schleiermacher and Dielthey‟s hermeneutic approaches epistemological and procedural implica-tions on an ontological basis and in Time and Being by using “hermeneutic cycle” he have brought a thinking experience in to hermeneutics. Heideggerian pretense claims that understanding has an ontological not epistemological basis. This claim had a broad repercussion in Gadamer who have brought his thesis about universality of hermeneutics in philosophy. Heidegger and Gada-mer‟s importance in hermeneutic tradition is that they have based Husserl‟s phenomenological methodology (which has an epistemo-logical implication) in an ontological context. Both in Heidegger‟s and Gadamer‟s philosophy, ontology correspond to understanding existence of humanly existence in Dasein style. In this context; the basic structure of both philosophers hermeneutic approach con-sists of the original link between phenomena and logos as verbal-ism which is; the essential relation between language, understand-ing and rendition.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Scheleiermacher ve Dilthey‟ın hermeneutik yaklaşımlarının epistemolojik ve yöntemsel içerimini ontolojik bir temelde dönü-şüme uğratan Heidegger, Varlık ve Zaman‟da gerçekleştirdiği “hermeneutik döngü” aracılığıyla hermeneutiğe yeni bir düşünce deneyimi kazandırmıştır. Anlamanın epistemolojik değil ontolojik bir zemine sahip olduğunu söyleyen Heideggerci iddia, hermene-utiğin evrenselliği tezini felsefeye taşıyan Gadamer‟de yankısını bulmuştur. Heidegger ve Gadamer‟in hermeneutik gelenek açısın-dan önemi epistemolojik bir içerime sahip olan Husserl‟in fenome-nolojik metodolojisini ontolojik bağlamda temellendirmiş olmala-rıdır. Hem Heidegger‟de hem de Gademer'de ontoloji dünyada Dasein tarzında varolan insansal varlığın anlayan varlığına karşılık gelir. Bu bağlamda her iki düşünürün hermeneutik yaklaşımının temel iskeletini fenomenler ve söz olarak logos arasındaki kökensel bağ yani; anlama, yorumlama ve dil arasındaki özsel ilişki oluştu-rur.
- 2