THE CONCEPT OF “AGENT” in THE MIDDLE AGES and GOD
Journal Name:
- bilimname
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Both in the history and in the contemporary times, we can see some debates about what the concept of ‘agent’ and whether it can be attributed to God in any manner. In this study, I took in to consideration what eminent Muslim thinkers, like Avicenna, al-Ghazâlî, and Averroes, understood the concept of ‘agent’ and how they attributed the concept to God as well as Thomas Aquinas, Duns Scotus. In the mediaeval period, agent could be understood in two ways: natural agent and per se agent. Natural agent acts according to its nature in univocal way and it cannot act rather than that way. Per se agent acts according to its intellect and will. In this context, while per se agent can be attributed to human and God because of their acts depends on their intellect and will, natural agent can be attributed to fire because of its act depends on its nature. Based on this distinction, al-Ghazâlî, Thomas Aquinas and Duns Scotus understood God’s agency as a per se agent. For them, God acts according to His intellect and will rather than His nature. They concluded that God could change whole system what He created.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Gerek tarihsel süreçte gerekse günümüzde ‘fail’ kavramının ne olduğu ve Tanrı’ya atfedilip edilemeyeceği, eğer atfedilirse, nasıl anlaşılması gerektiği tartışma konusu olmuştur. Bu çalışmada, İbn Sînâ, Gazâlî ve İbn Rüşd gibi İslam düşüncesinin önde gelen simalarının yanı sıra Thomas Aquinas, Duns Scotus gibi Hıristiyan düşünürlerin ‘fail’ kavramından ne anladığı ve bu kavramı Tanrı’ya nasıl atfettikleri meselesini ele alacağız. Ortaçağda fail, tabiî ve iradî şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Tabiî fail, zâtının gerektirdiği şekilde tek tip fiilde bulunan faildir. İradî fail ise, bilgi ve iradesine dayalı olarak fiilde bulunan faildir. Bu bağlamda iradî fail, bilgi ve iradesiyle fiilde bulunan insan ve Tanrı’ya atfedilirken, tabiî fail, ateş gibi zâtının bir gereği olarak aynı tarzda fiilde bulunan şeylere atfedilmektedir. Bu ayrımı temele alan gerek Gazâlî, gerekse Thomas ve Duns Scotus, Tanrı’nın tabiî şekilde değil de, iradesiyle fiilde bulunduğu sonucuna ulaşmışlardır. Bu bağlamda onlar Tanrı’nın faaliyetinin zâti bir gereklilikle değil, ilim ve iradesinin bir neticesi olarak gerçekleştiğini düşünmüşler ve Tanrı’nın yaratıp yaratmamakta özgür olduğunu ve âlemi olduğundan başka türlü yaratabileceğini mümkün görmüşlerdir.
FULL TEXT (PDF):
- 2