Journal Name:
- Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
After signing Moudros Armistice, Ottoman government faced many problems. The
first one was the protection of the State unity. The issue of public security was an
important matter leading to Sèvres Treaty. Because the situation was tense for
Ottoman government with Armenian and Greek demands supported by the band
organizations. However, through making various precautions in order to protect
public security, demands of Christian minorities were not permitted. At Paris Peace
Conference, held after the Armistice, the minority demands seeking the collapse of
Ottoman Government were again declared. In line with both these demands and reorganization of the Army, Ottoman Government assigned the public security of
Trabzon, Erzurum and Van to 9th Army/15th Army Corps and public security in
Diyarbakır, Bitlis and Elazıg were under the responsibility of 6th Army/13th Army
Corps. 15th Army Corps was responsible for preventing Armenian and Pontic Greek
threat, and 13th Army corps was to protect the region against English, Nestorian and
Kurdish separatists. Seeking collapse of Turkey, English authorities referred to the
various acts of the Armistice to raise their objections to the tasks and organizations
of Army Corps. While Ministry of Defense and General Staff were trying to compete
against English intricacies, Grand Vizier Damat Ferit Pacha’s declaration on 23 July
1919 confused the country. Claiming that there were public security problems in the
East, this declaration aimed the defeat of Turkish National Struggle and led the
disintegration Ottoman Government by Allied Countries.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Osmanlı Devleti, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra pek çok sorunla
karsı karsıya kalmıstır. Bunların basında devletin bütünlügünün korunması; asayis
meselesi geliyordu. Baska bir deyisle asayis meselesi Sevr’e giden yolun en önemli
konusu olmustur. Zira Ermeni ve Rum taleplerinin çete faaliyetleriyle desteklendigi
bir ortamda devletin eli kolu mütarekeyle baglanmıs durumdaydı. Mütarekeyi takiben
Paris Barıs Konferansı’nda Osmanlı devletinin parçalanmasının yolunu açan azınlık
talepleri dile getirildi. Osmanlı Hükûmeti gerek bu talep, gerekse orduların yeniden
teskilatlandırılması çerçevesinde Trabzon, Erzurum ve Van vilâyetlerinin
sorumlulugunu 9.Ordu/15. Kolordu’ya, Diyarbakır, Bitlis ve Elazıg vilâyetlerinin
asayisini ise 6. Ordu/13. Kolordu’ya bıraktı. 15. Kolordu Pontus ve Ermeni
tehlikesini önlemekle, 13. Kolordu ise Gngiliz, Nasturi ve Kürt ayrılıkçılarına karsı
bölgeyi korumakla görevlendirildi. Gngiliz makamları Türkiye’nin parçalanması
dogrultusunda mütarekenin çesitli maddelerini bahane ederek kolorduların teskilât ve
görevlerine yönelik itirazlar ileri sürdüler. Buna karsın Harbiye Nezâreti ve
Genelkurmay Baskanlıgı Gngiliz entrikalarını sonuçsuz bırakmaya çabalarken
Sadrazam Damat Ferit Pasa’nın 23 Temmuz 1919 tarihli beyânâtı ülkede saskınlıga
yol açtı. Beyânâtta Millî Mücadele’yi ezmek adına Anadolu’nun dogusunda
asayissizligin yasandıgı iddia edilerek Gtilâf devletlerinin Osmanlı devletini
parçalamasının önü açılmıstır.
FULL TEXT (PDF):
- 9
41-76