DESCARTES’APPROACH TO RELATION BETWEEN
THOUGHTAND LANGUAGE
Journal Name:
- Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
This article is about the reflections of Descartes between thought and language.
Descartes believes that, the means of communication between animals is far from establishing a
language. Parrots’ and magpies’ sounding like echoing the words does not mean that they can
actually speak. Descartes definitely rejects the assertion of Montaigne and Charron that the
animals, too, have got a language. According to Descartes, ability to speak is the primary
evidence of the creational/natural difference between human beings and animals. In terms of
Cartesian philosophy, thought and language in human beings are the outcomes not of material
and biological evolution, but of human beings’ creation with a spirit. While ideas are present in
the spirit as a matter of its creation/nature, language is also an innate ability. Function of
experience and learning consists only of converting potential into actual condition. Descartes’
approach towards the relationship between thought and language inspired quite a number of
philosophers. One of philosophers mentioned above, Chomsky, rejected the behaviorist
linguistics theories from a Cartesian perspective, by emphasizing the fact that learning a
language and to speak are of a mental process, inexplicable with a mere stimulus-response
conditioning.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Bu makalenin konusu, Descartes’ın düşünce ile dil arasındaki ilişki üzerine
refleksiyonlarıdır. Descartes, hayvanların kendi aralarındaki iletişim biçimlerinin bir dil
meydana getirmekten uzak olduğuna inanır. Papağanların ve saksağanların, kelimeleri taklit
edebilen sesler çıkarması, onların hakikaten konuştuğu anlamına gelmez. Descartes,
Montaigne’nin ve Charron’un hayvanların da dili olduğu iddiasını kesinlikle reddeder.
Descartes’a göre konuşma yeteneği, hayvan ile insan arasındaki fıtrat/tabiat farklılığının başlıca
emaresidir. Descartes’ın felsefesi açısından düşünce ve dil insanda, maddî ve biyolojik evrimin
bir ürünü değildir; insanın bir akıllı ruh ile yaratılmış olmasının tezahürleridir. İdealar akıllı
ruhta fıtratı/tabiatı icabı bulunduğu gibi, dil de insanda fıtrî bir melekedir. Tecrübenin ve
öğrenmenin işlevi sadece, bu potansiyeli fiilî hale dönüştürmekten ibarettir. Descartes’ın
düşünce ile dil arasındaki ilişkiye yaklaşımı birçok filozofa ilham vermiştir. Bu filozoflardan biri
olan Chomsky, dil öğrenmenin ve konuşmanın yalın bir uyaran-tepki koşullanması ile
açıklanamayacak bir zihinsel süreç olduğu üzerinde durarak davranışçı dilbilim teorilerine
Kartezyen bir perspektiften karşı çıkmıştır.
- 28