You are here

VAHİY RİSALET VE ŞİİR.

Journal Name:

Publication Year:

Author Name
Abstract (Original Language): 
İslamiyet'ten önce Araplar İptidai bir kabile hayatı yaşıyorlardı; fakat dilleri zengindi. Hicaz içlerine kadar sokulan Yahudi kabileleri ve Suriye ile Yemen arasında gidip gelen çöl kervanları, Arap dünyasına oldukça zengin şifahi bir kültür ve bu kültüre ait kelimeler getiriyordu. Bu devirde Arapların edebiyatları da hayatlarından üstündü. Dökülen kanın öcünü almak; verilen sözü yerine getirmek; kahramanlığa ve güzel söze hayran olmak gibi kabile hayatına mahsus duygulan, gelenekleri vardı. Putlara tapmak gibi dini inanışları olan Arapların bu inanışı daha çok ticari sebeplerle yaşattıkları görülüyordu, inanışları senenin dört aynıda savaşları yasak ettiğinden bu aylarda Mekke-Taif civarında "Ukaz" denilen yerde büyük panayır kurulurdu. Burada alış veriş yapılır eğlenilirdi. şairler şiirlerini burada okurdu. Bu aylarda çöl Araplannı beyitlerle büyüleyen şairlerin itibarı artardı. Arap dünyasında söz, dini, sihirli bir kudret değerindeydi. Bu dilde şair, "bilen insan" demekti, şairlerin bilgilerini, ilhamlarını cinlerden, şeytanlardan ve tanrılardan aldıklarına inanırlardı. Diğer taraftan kabadayılığın, şahsiyet ve asalet duygularının bir gurur rüzganyla estiği bu çöllerde, herhangi bir şöhrete, sözle hücum eden bir şiir, yani hiciv (satire) çok tesirli olurdu. Kılıçtan daha keskin sözlerle, bir çoklarını utançtan, yaşamaz hale koyan ve gözden düşüren hiciv, şairlerin itibarını artırıyordu.1 Yine bu sıralarda Arabistan'da bulunan Hıristiyan cemaatler, Mekke'de misyonerlik faaliyeti gösterirken şiir ve belagat yönünden önemli bir merkez olan Mekke'yi dil yönünden etkileyen, Ehabiş kabilesi arasmda bile Hıristiyanlık benimsenmiş bunların güçlü şairleri İslam'a karşı Hıristiyanlığı savunmuşlardı.2 Hz. Muhammed (S.A.V) kendisine vahiy geldiğini söylüyordu. Öyleyse nedir vahiy? Allah sözü (Kelamullah) Kur'an'a göre Allah ile insan arasındaki haberleşme münasebeti başlıca iki yönlüdür.
233-247