THE USE OF POETIC THEMES AND CONCEPTS PECULIAR TO DIVAN
POETRY IN WANDERING MINSTREL STYLE TURKISH POETRY
Journal Name:
- Folklor/Edebiyat Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
In our history of literature, folk poetry has a more deep-rooted tradition than poetry.
Contrary to common belief, although poetry and folk poetry were inspired by quite
different sources and followed quite different paths from each other they are not completely
disconnected from each other. For example: in Yunus Emre’s Divan syllabic meter and aruz
prosody have been used side by side in addition to the use of literature’s poetic themes and
concepts.
Some intellectuals and poets despised and blamed wandering minstrels for simplicity at
a time when these two literary movements moved ahead in their own natural styles. Under
these unfavourable conditions some wandering minstrels tended to write/recite elaborate
poems with lexiphanicism in order to prove themselves, which distanced them from the
simplicity of folk literature. The effort of trying to prove themselves sometimes led them to
use some poetry forms and even aruz prosody.
The wandering minstrel tradition of folk literature evolved to âşıklık ( turkish popular
poet-singer) tradition in sixteeenth century and started to be inspired more apperently by
poetry. During this period the popular poet-singers not only practised upon poetry prosody
and styles but also poetry contents. The popular poet-singers using poetry poetic themes and
concepts peculiar to poetry also used them in poems with syllabic meter.
In this work, we will study 17th, 18th and 19th centuries poetry poetic themes and
concepts (two basic characteristcs of poetry) in poems by folk poets raised as traditional
Turkish popular poet-singers and we will draw attention to common traits and concepts
between two poetry traditions.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Edebiyat tarihimizde halk şiiri, şiirine oranla daha kadim bir geleneğe sahiptir. Divan şiiri
ile halk şiiri ayrı kaynaklardan beslenip ayrı kollardan ilerlemelerine rağmen zannedildiğinin
aksine bu iki gelenek tamamen birbirinden kopuk değildir. Örneğin Yunus Emre Divanı’nda
hece ölçüsü ve aruz vezni yan yana kullanılırken edebiyatının hayal ve mazmunlarından da
yararlanılmıştır.
Bu iki akımın kendi doğal mecralarında seyrettiği dönemde kimi aydınlar ve şairleri halk
ozanlarını basitlikle itham etmiş ve onları hor görmüşlerdir. Bu olumsuz durumdan etkilenen
bazı halk ozanları da kendilerini ispat etmek gayesiyle ağdalı bir dille şiir söyleme/yazma
merakına düşmüş ve bu durum onları kısmen halk dilinin sadeliğinden uzaklaştırmıştır.
Kendilerini ispat etme çabası bazen ozanları şiirinden kimi nazım biçimlerini ve hatta aruz
kalıplarını kullanmaya kadar itmiştir.
Halk şiiri ozanlık geleneği 16. yüzyıldan sonra âşıklık geleneğine evrilmiş ve daha fazla
hissedilir biçimde edebiyatından etkilenmiştir. Bu dönemde âşıklar, edebiyatından sadece kalıp ve şekil almakla kalmamış muhteva yönüyle de etkilenmişlerdir. edebiyatı mazmun ve
hayallerini de kullanan âşıklar, bunları hece ölçüsüyle yazdıkları şiirlere de uygulamışlardır.
Bu çalışmada 17, 18 ve 19. yüzyıllarda yetişen âşık tarzı şiir geleneğiyle şiir söyleyen/
yazan âşıkların şiirlerinde edebiyatı hususiyetlerinden olan mazmun ve hayaller gözden
geçirilip kullanılan bu unsurlara ve muhteva olarak iki gelenek arasındaki ortak konulara
dikkat çekilecektir.
FULL TEXT (PDF):
- 8