Journal Name:
- Güvenlik Stratejileri Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
Although the disputes have been focusing on the surrounding of
“nuclear power” in the problem of Iran, which occupy the world public
opinion for a long time, it can be said that the essential problem is the
struggle of profit between ABD and Iran. Iran’s arrival at a capacity
with which it can produce nuclear weapons and the fact that this effort
is supported by global actors such as China and Russia has been
changing the understanding of safety of the countries in the area, with
Turkey being first. For this reason, this study, the efforts of Iran for
being a nuclear power and the attitude of other global actors with ABD
being first, against these developments on the safety of Turkey have
been tried to be determined. Arrival of Iran, which is a border neighbor
with Turkey since “Kasr-ı Şirin” agreement at a technology with which
it can be produce nuclear power has been changing the strategic
balances in the area.
Iran, which gains such a power, can desire spreading the policies
of Islamic regimes in the Middle Asia and Caucasus. In such an
atmosphere, it seems possible that in Turkey which hasn’t nuclear
power, some discussions about the necessity for having such a power
comes to the agenda; furthermore, the fact that other ways, with
diplomacy being first, fail to solve the matter and remain unresponsive
can provide a background for military intervention against Iran of ABD
and this situation Turkey can be forced to take a side Turkey, because it
is strategic companion of ABD can lose all good relationships with
Iran, with energy factor being first. For this reason, it is crucial for the
balance of Turkey and the other countries in the area that turkey foresee
the strategies with which it can escape from this crisis environment
with the least expense. Turkey must carefully analyze the dangers that
can occur in all short, middle and long term and it must be already for
these. For this reason, Turkey must play an active role in solving the
problem with peaceful ways before the matter is further complicated.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Uzun süredir dünya gündemini meşgul eden İran nükleer
sorununda, tartışmalar ”nükleer güç” çevresinde odaklaşsa da, asıl
sorun ABD-İran arasındaki çıkar çatışması olduğu söylenebilir. İran’ın
nükleer silah üretebilecek kapasiteye ulaşması ve bu çalışmaların,
Rusya Federasyonu ve Çin gibi küresel aktörlerce desteklenmesi başta
Türkiye olmak üzere, bölge ülkelerin güvenlik algılamalarını
değiştirmektedir. Bu amaçla çalışmada, İran’ın nükleer güç olma
yolundaki çabaları ve bu gelişmeler karşısında başta ABD olmak üzere
diğer küresel aktörlerin tutumu incelenerek, Türkiye’nin güvenliğine
olan etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Kasr-ı Şirin antlaşmasından bu
yana Türkiye ile sınır komşusu olan İran’ın nükleer silah üretebilecek
teknolojiye erişmesi, bölgedeki stratejik dengeleri değiştirebilecektir.
Dolayısıyla böyle bir güce kavuşan İran, Orta Asya ve Kafkasya
Bölgesinde, İslami rejim politikalarını yaymak isteyebilir. Böyle bir
atmosferde, nükleer silaha sahip olmayan Türkiye’de, nükleer silah
edinmesi gerektiği konusundaki tartışmaların gündeme gelmesi
muhtemel görülmektedir. Ayrıca, başta diplomasi olmak üzere diğer
araçların yanıtsız kalması ABD’nin İran’a yönelik askerî müdahalesine
zemin oluşturabilir ve bu durumda Türkiye taraf tutmaya zorlanabilir.
Türkiye, ABD’nin stratejik ortağı olması sebebiyle İran ile bugüne
kadar geliştirdiği başta enerji olmak üzere tüm ilişkileri
bozulabilecektir. Bu bağlamda, Türkiye’nin bu kriz ortamından en az
maliyetle çıkabilecek stratejik öngörülerde bulunması, kendisi ve bölge
ülkelerinin istikrarı için önemlidir. Türkiye, tüm orta ve uzun vadede
gerçekleşmesi muhtemel tehlikeleri iyi analiz etmeli ve bu tehlikelere
karşı hazırlıklı olmalıdır. Bu bağlamda, Türkiye, sorunun daha
karmaşık bir hal almadan barışçıl yollarla çözülmesinde etkin bir rol
oynamalıdır.
- 5
106-128