Intellectual Roots of Orientalism in Europe in the Middle Ages: The Muslim East "Othered" by the West
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
If Orientalism is defined as a European attempt to understand the material and moral values like religion, language and customs of the East, meeting of the West with the Muslim East the 8th century can be assumed to be its origin, because the determining role which formed the interest of the West in the East belonged mainly to Islam. Thereafter, Islam shaped the Western curiosity towards the East which included military, cultural, social and political interests. These interests would strike roots in different fields like literature, philosophy, religion, medicine etc. with Europe's own transformation. The history of Europe presents us how the adherents of a different religion became "the others" and how the role of religion decreased in this differentiation and quitted the scene to more secular components. In time, as the West met other Eastern civilizations, the borders of the East and Orientalism were enlarged. But this study focuses on Orientalism which defined Islam as the East and "the other." Orientalism is not really a thoroughly modern phenomenon, but is the natural product of European mind to misrepresent the realities of Orient self-affirmation, domination and ascendancy since the 18th century. Undoubtedly, Orientalism as an academic discipline was established in the 18th century and strengthened by history, philology and anthropology. In this century, Orientalism approached to relations between the East and the West from the perspective of power and domination. For this reason, Orientalism was formulized as an instrument of knowledge/power. This raises the question of the relationship between Orientalism and colonialism. However, the perspective of Orientalist knowledge towards the Muslim East was nurtured from Christian European thought of the Middle Ages. On the other hand, Orientalism as a science enabled to look systematically to the East as a subject of learning and discovery. But to improve this method, Orientalism debated and gave new meanings to the concepts, people, cases and facts belonging to Islamic World, which is different from the method of European thinkers of the Middle Ages. This article will try to draw attention to the formative phase of the Islamic image in Europe, i.e. its state before Orientalism. This requires a discussion on geographical, political, religious and other cultural boundaries in onder to understand these formative years.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Eğer Oryantalizm, Avrupa'nın Doğu olarak adlandırdığı coğrafyaya özgü adet, dil, din ve buna benzer maddî ve manevî değerleri öğrenme çabası ise, Müslüman doğunun Avrupa'yla karşılaştığı 8. yüzyılı oryantalizmin doğuş tarihi olarak belirlemek mümkündür. Zira Avrupa'nın Doğu'ya merakının şekillenmesinde İslâm, ilk belirleyici rolü oynamıştır. Bu tarihten itibaren İslâm, hem inanç anlamında hem de siyasal, askerî, toplumsal ve kültürel anlamda Doğu'ya duyulan bir merakın ana şekillendiricisi olacaktır. Bu merak ise, Avrupa'nın kendi tarihsel dönüşümü ile farklı alanlara (sanat, edebiyat, felsefe, tıp, filoloji vb.) kök salacaktır. Avrupa tarihi, farklı bir din ve bu dine inananların nasıl ötekileştirildiğini ve zamanla bu ötekileştirmenin sadece dinsel farklılıkla sınırlı kalmayıp, tamamıyla dünyevî (maddî) unsurlarla da belirlendiğini göstermektedir. Zamanla Avrupa ve tabiî ki Oryantalizm için, Doğunun sınırları genişlemiştir -Hindistan ve Uzak Doğu-, ama Oryantalizmin Doğu ya da öteki olarak tanımladığı İslâm coğrafyasıyla ilişkileri ve ona yönelik ürettiği bilgiler ve bizzat Oryantalizmin kendisi bu çalışmanın ana hatlarını belirlemektedir. Oryantalizm başlı başına modern bir fenomen değildir, Occident'ın kendi egemenliği ve üstünlüğünü vurgulaması lehine 18. yüzyıldan itibaren, Avrupa aklının Doğunun gerçekliklerinin yanlış temsilinin doğal bir ürünüdür. Şüphesiz Oryantalizm, 18. yüzyılda gelişmiş akademik bir disiplindir ve tarih, filoloji ve antropoloji gibi disiplinlerle pekiştirilmiştir. Bu yüzyılda Oryantalizm, Batı ile Doğu arasındaki ilişkiye bir iktidar, egemenlik ilişkisi zaviyesinden yaklaşır. Bu sebeple Oryantalizm bir bilgi/iktidar aygıtı olarak formüle edilmiştir. Bu Oryantalizm ve sömürgecilik arasındaki ilişki sorusunu doğurmaktadır. Ancak Oryantalist bilginin Müslüman doğuya bakışında Ortaçağ Hıristiyan Avrupa düşüncesinden önemli ölçüde beslendiği de görülmektedir. Diğer taraftan bir bilim olarak Oryantalizm Doğu'ya bir öğrenme ve keşif konusu olarak sistemli bir biçimde bakılmasını sağlamıştır. Bunu Ortaçağdaki Avrupalı düşünürlerden farklı olarak İslâm dünyasına ait kavramlar, şahıslar, olgular ve olayları da tartışmaya açarak ve onlara yeni anlamlar yükleyerek yapmıştır. Ancak bu makale, Batıda genel kabul gören İslâm imajının oluşum evrelerinden ilkine yani Oryantalizmden önceki haline dikkat çekmeye çalışmaktadır. Bu ise, Ortaçağ'da İslâm'a çizilen coğrafî, siyasi, dinî ve diğer kültürel sınırların tartışılmasını gerektirmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
57-73