Remodeled Human Skulls in Köşk Höyük (Niğde) Neolithic Village
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Between 1985-2008 field seasons, a total of nineteen human skulls were discovered at the Late Neolithic period site of Köşk Höyük, which lies within the borders of Bor, a district of the Niğde Province in Central Anatolia. One of the skulls belongs to a child and the remainder to adult males and females. The skulls were wrapped in a mat and preserved in specific places of the domestic area either as isolated skulls or in groups. Among thirteen of these skulls the mouths, noses, eyes and ears were depicted with clay and were painted with ocher, while the remaining six were untreated. Some remodeled skulls were provided with necks of plaster. While the faces of the dead were remodeled with clay and painted with red ochre, the top and back of the skull may also have been decorated with hair or some special plants. But, this remark remains purely speculative since all these decorations must have decayed and disappeared in time, if they ever existed. As seen on the computed tomography of two plastered skulls no teeth are present in the mandible and maxilla, and the well preserved alveolar sockets seem to be completely empty. Four headless skeletons were also unearthed in situ in the same domestic area. One of them belongs to a male aged approximately 15-16 years old and the others belong to adult of both sexes. All the normal burials and headless bodies were found beneath the floors of houses in the domestic architecture. The fact that we come across bodies without heads from the same cultural level where the human skulls were recovered provides us with important evidence about the proceedings of this mortuary practice. It appears that the corpse is first buries underneath the floor inside a house in a flexed position with or without mortuary gifts and after the flesh had decayed the grave was probably reopened in order to carefully remove the skull without disturbing the rest of the skeleton. If we take into consideration that no plastered skulls dating to the pre-pottery Neolithic period were found in Anatolia until now, we can suggest that this practice appeared in the Near East which thereafter spread to the North towards Anatolia in time. However, it is prudent to wait for new similar findings in our country to situate this mortuary tradition in the context of cultural diffusion. The remodeled human skulls dating approximately to late Neolithic period (7000 years ago B.P.) were encountered in the second and third cultural levels of this period indicating that this specific ritual behavior lasted for quite a long time and likely disappeared during the Chalcolithic in Köşk Höyük.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Niğde'nin Bor ilçesi sınırları içerisinde yer alan Köşk Höyük'te, 1985-2008 yılları arasında gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında, Geç Neolitik Evre ile tarihlendirilen seviyede toplam 19 insan kafatası gün ışığına çıkarılmıştır. Bu kafataslarından bir tanesi ölüm yaşı belirlenmemiş olan bir çocuğa, geri kalan on sekizi ise kadın ve erkeklere aittir. Kil sıvalı kafataslarının her biri hasır parçasına sarıldıktan sonra tek ya da grup halinde yerleşme içinde öngörülen belirli bir odada korunmuştur. On üç kafatasında kil kullanılarak yüz kısmı ağız, burun, kulak ve gözler şekillendirilmek suretiyle yeniden canlandırılmış, daha sonra da kırmızı aşı boyası ile tüm yüz boyanmıştır. 19 kafatasından diğer altısında ise buna benzer hiçbir uygulamaya gidilmemiştir. Bazı kil sıvalı kafataslarına kilden boyun yapılmıştır. Ölünün yüz hatları kil hamur kullanılarak yeniden canlandırılırken kafatasının geri kalan kısmı da belki saç ya da bitki saplarından hazırlanan bir başlıkla kaplanıyordu. Ancak tüm bu malzemeler zamanla çürüyüp yok olacağından sadece bir tahmin olarak kalmaktadır. İki kafatasının tomografik görüntüsünden anlaşılacağı üzere, alt ve üst çenelerde dişler alveollerinde bulunmamaktadır. Dişlerin yer aldığı soketler tümüyle boştur. Yerleşme içinde normal gömülerin bulunduğu kısımda biri çocuk dört bireyin in situ durumunda başsız gövdeleri taban altı gömüsü olarak ele geçmiştir. Tüm normal ve başsız insan gövdeleri yerleşme içinde evlerin taban altlarında bulunmuştur. Kafataslarıyla aynı yapı katlarından çıkarılan başsız gövdeler ölü gömme adetinin uygulanış biçimi hakkında önemli ipuçları verebilir. Buna göre, ölü önce bir odanın taban altına hocker konumunda yanına bazen ölü hediyeleriyle birlikte gömülüp üstü kapatılmaktadır. Bir süre sonra, ölü büyük ölçüde çürüyüp iskelet haline dönüştüğünde, mezarın sadece başa rastlayan kısmı açılıp kafatası ve alt çene ilk iki boyun omurunun anatomik eklemleşmesi bozulmadan büyük bir dikkatle alınıp mezar tekrar kapatılmaktaydı. Anadolu'da Çanak Çömlek Öncesi Neolitik Evre ile yaşlandırılan hiçbir kil sıvalı kafatası örneğine rastlanmamış olması bu adetin önce Yakın-Doğu'da ortaya çıktığını, zamanla kuzeye doğru yayılarak Anadolu'da da benimsendiğini akla getirmektedir. Bununla birlikte, bu ölü gömme geleneğinin kültürel yayılma kapsamı içinde değerlendirilebilmesi için Anadolu'nun diğer bölgelerinde de benzer buluntuların ortaya çıkmasını beklemek daha uygun olacaktır. Aşağı yukarı 7 bin yıl öncesinden günümüze ulaşan bu gizemli insan yüzleri Köşk Höyük'te Geç Neolitik Evrenin II. ve III. yapı katlarından gelmiştir. Aynı yerleşmenin Kalkolitik çağında ise bu ilginç ölü gömme geleneğinin hiçbir izine rastlanmamıştır.
- 1
145-162