"Which is More Difficult? Staying or Leaving?": Male Migration to Europe and Experiences of the Women who are Left Behind
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
This study examines new forms of international migration and the strategies developed by "single" male migrants, by taking into account the effects of these strategies on other family members who are left behind, especially the wives. The main objective is to understand the experiences and strategies developed by "single" male migrants, their wives and their children during the migration process. The research area consists of five towns connected to two districts (Kulu and Cihanbeyli) located in Konya where a high rate of "single" male migration has been observed since the 1960s. The study analyzes the difficulties experienced by the wives who are left behind and are married through unregistered religious ceremonies formed within the network of traditional relations. Overall, marriage is treated as a migration strategy. "Single" male migrants marry European female citizens as an easy way to obtain work permissions. The migration experiences, which have influenced the family relations and dynamics between migrating men, their wives and children, examined in this study are based on the narratives of the women/wives. Women's changing perceptions of "femininity" and "masculinity" and of gender based division of labor within the family, are examined in this study with their possible effects on children. The fieldwork was conducted between June and August, 2009, which included a total of 30 in-depth interviews realized with women whose husbands have migrated to Europe after the 1990s. The interviewed women were reached through the snowball technique. The most striking finding is that women are empowered beyond the traditional structure in their participation into the social life, their role in the decision-making process about children's education -type and duration of education- and their initiative on their own daily life experiences. However, such migration related changes in the social roles of women and family dynamics also turn into a painful experience for the women and children within the traditional structures and values. This migration strategy has been continuing for three generations in spite of all the troublesome experiences and difficulties. It is argued that major factors behind this ongoing process are the trans-national migration policies, unequal regional development, and traditional values/norms which put pressure on both women and men, although in different forms and dimensions. As a result of European migration policies, which increasingly try to restrict immigration, marriage with European women remains the only viable strategy to obtain work and residence permits. As a direct outcome, this form of migration is changing the balance and the dynamics of social patterns of a local community in Konya.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Bu çalışma, Avrupa'ya göç eden erkeklerin geliştirdikleri stratejilerin geride kalan aileler, özellikle kadınlar üzerine olan etkilerini incelemektedir. Göç eden erkeklerin ve geride kalan kadın ve çocukların, eş ve babalarının göç sürecini nasıl deneyimlediği ve bu süreçte giden ve kalanın geliştirdiği stratejiler çalışmanın konusudur. Konya'nın çalışma kapsamında ele alınan ilçe ve beldelerinde erkek göçü 1960'lardan bugüne kadar sürmektedir. Bu şekilde yasal olmayan yollarla göç edip, Avrupa ülkeleri vatandaşı olan kadınlarla "anlaşmalı" evlilikler yaparak bu ülkelerde çalışma izni kazanan erkeklerin geride kalan dini nikahlı eşlerinin, geleneksel ilişkiler ağının bir parçası olarak deneyimlediği zorluklar bu araştırmada ele alınmaktadır. Göç eden erkekle eşi ve çocukları arasındaki tüm aile ilişkilerini ve dinamiklerini dönüştüren göç deneyimi, geride kalan kadınların ifadelerine dayanarak incelenmektedir. Kadınların eşlerinin göç deneyimine bağlı olarak değişen "kadınlık" ve "erkeklik" algıları, toplumsal cinsiyete bağlı aile içi iş bölümüne bakışları, deneyimleri ve bu sürecin çocuklara etkileri bu çalışmada ele alınmaktadır. Çalışma, 2009 yılında yapılan Konya il merkezi ile Konya iline bağlı Cihanbeyli ve Kulu ilçelerinde yer alan 5 beldede saha araştırmasına dayanmaktadır. Saha çalışması çerçevesinde eşleri 1990'lardan sonra çeşitli Avrupa ülkelerine göç eden 30 kadın ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Görüşülen kadınlara kartopu yöntemi ile ulaşılmıştır. Çalışmanın bulguları arasında en dikkat çekici nokta, eşi göç etmiş kadının geleneksel yapının tercihi dışında güçlendiği, toplumsal yaşama katılımının arttığı, çocukların eğitimi ve gündelik yaşamları üzerine söz sahibi olduğudur. Ancak bu geleneksel yapı içinde göçe bağlı aile dinamikleri ve kadının toplumsal rolündeki tüm değişim kadın ve çocuklar için epey sancılı bir deneyimdir. Tüm aile bireyleri tarafından deneyimlenen zorluklara rağmen bu göç formunun üç kuşaktır süregelmesi ulus ötesi göç politikaları, eşitsiz bölgesel kalkınma ve toplumsal cinsiyete dair kurallar koyan geleneksel değerler ve normlar gibi etkenlerle erkek ve kadını farklı boyut ve biçimlerde baskılayan etkenlere bağlıdır. Avrupa ülkelerinde son dönemde artan dışarıya kendini kapatan göç politikalarının bir sonucu olan çalışma izninin ancak evlilik yoluyla elde edilir olması, Konya'da geride kalan yerel topluluğun tüm sosyal örüntüsünün dinamiklerini ve dengelerini değiştirmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
123-146