The Privacy of Ottoman Palace: Borders and Restrictions in the Topkapı Palace Harem
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
This article discusses the borders that were allocated "consciously" or "unconsciously" in Harem which was established on the Golden Horn side of the Topkapı Palace that was symbolically and physically the most significant inheritance of the Ottoman dynasty, and one-to-one relationship between architectural organization and status. In this context, particularly the role of the locations at the center of Harem made available for the use of Queen Mother in defining the borders in Harem is discussed.
Different from the other places in the Palace, Harem has a narrow, dense and complex architecture. Another issue this article sets out to determine is whether the complexity of the structure was the result of a conscious choice or not.
In this study, the borders that were assumed to be in Harem are taken into consideration in the context of verse 53 of Ahzab sura written on the tablet on the entrance door of Harem. Thus, the statements in this verse were reminding Harem people of the borders mentioned in the article. However, the present condition of the locations within the architectural organization which were made available for the use of the mother of the sultan, Queen Mother, was used to support the existence of the borders. In addition, in order to be able to understand the degree of importance attached to protecting the borders in Harem, this study focuses on the speech of Queen Kösem Sultan which was recorded in the sources of the time and which reminded the Kara Aghas of the borders in 1650.
The first result under the light of the data obtained during the study is that there was a conscious choice in the architectural organization despite the complex architectural structuring of Harem. In particular, the proportion —largeness— of the locations was determined according to people and their status. It has been observed that within the architectural organization of Harem every unit which would meet the needs of Kara Aghas, women slaves and other people living in Harem was taken into consideration and each unit within such intertwined architectural organization provided them with the opportunity to meet their own needs in their own living area. It is argued that this
mod
e of architectural design in Harem established borders between locations and that going beyond these borders was not tolerated. Furthermore, it is also understood that this system was controlled by the authority of Queen Mother.
It is known that the authority of Queen Mother had an important place in particular in the memory of the Ottoman society after the second half of the 16th century. At the beginning of the 17th century the change in the tradition of succession of the throne from the father to the son which had been going on uninterruptedly for thirteen generations in the Ottoman State had been substituted with the system in which the oldest member of the family ascended the throne. After this major change in the system, Queen Mother had obtained a significant political power. The important role of the Queen Mother in the architectural organization of living areas and in controlling the borders in Harem seems to be the reflection of the political power of the authority of Queen Mother in Harem.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Bu makalede, Osmanlı hanedanının simgesel ve fiziksel en büyük verisi olan Topkapı Sarayı'nın Haliç cephesinde kurulu olan Harem'inde "bilinçli" veya "bilinçsiz" olarak oluşturulan sınırlar ve mimari örgütlenmenin statüyle birebir bağlantısı ele alındı. Bu kapsamda özellikle Harem'in merkezindeki valide sultanın kullanımına sunulan mekânların, Harem'deki sınırların belirlenmesinde oynadığı rol tartışıldı.
Harem, Saray'ın diğer mekânlarından farklı olarak daha dar, sıkışık ve karmaşık bir mimari yapılanmaya sahiptir. Makalede üzerinde durulan bir diğer konu da karmaşık olarak görünen bu yapının aslında bilinçli bir tercihin sonucunda oluşup oluşmadığını ortaya koymak olmuştur.
Çalışmada, Harem'de olduğu varsayılan sınırların varlığı; Harem'in giriş kapısı üzerinde bulunan kitabede yazılı olan Ahzab suresi 53. ayet bağlamında ele alındı. Nitekim bu ayetteki ifadeler makalede de belirtildiği üzere Harem halkına sınırları hatırlatmaktaydı. Bununla birlikte Harem'deki mimari örgütlenme içinde padişahın annesi valide sultanın kullanımına sunulan mekânların mevcut durumu da sınırların varlığını desteklemek amacıyla kullanıldı. Ayrıca Harem'deki sınırların ko¬runmasına verilen önemin boyutunu anlayabilmek amacıyla, dönem kaynaklarında geçen ve 1650 yılında Valide Kösem Sultan'ın kara ağalara sınırlarını hatırlatan olaydaki konuşması üzerinde de duruldu.
Çalışmada ele alınan veriler ışında ulaşılan sonuçlardan ilki Topkapı Sarayı Harem'inin karma¬şık mimari yapılanmasına rağmen mimari yapılanmada bilinçli bir tercihin söz konusu olduğudur. Özellikle mekânlar arasındaki oran -büyüklük- gözetimi kişi ve statü göz önüne alınarak şekillen dirilmiştir. Harem'in mimari teşkilatlanması içinde kara ağaların, cariyelerin ve Harem'de yaşayan diğer Harem halkının ihtiyaçlarını karşılayacak her bir birimin düşünüldüğü ve birbiri içine bu ka¬dar girmiş mimari örgütlenme içerisinde her birime ihtiyaçlarını kendi yaşam alanları içinde kar¬şılama imkânı sunulduğu görülmektedir. Harem'deki bu mimari örgütlenmenin mekânlar arasında bir sınır oluşturduğu ve bu sınırların aşılmasının da hoş karşılanmadığı ortaya konmuştur. Bununla birlikte tüm bu sistemin denetiminin de valide sultan makamı tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere özellikle valide sultan makamı 16. yüzyılın ikinci yarısından sonra Osmanlı toplum hafızasında önemli bir yer edinmiştir. 17. yüzyılın başına gelindiğinde ise Osmanlı devletinde tah¬ta çıkma geleneğinde meydana gelen değişiklik sonrasında on üç kuşak aralıksız devam eden ba¬badan oğula geçen taht geleneği yerini ekberiyet sistemine bırakmıştır. Sistemdeki bu köklü deği¬şiklik sonrasında valide sultanlar önemli bir siyasi güç elde etmeye başlamışlardır. Valide sultanın Harem'deki yaşam alanlarının mimari örgütlenmedeki yeri ve sınırların kontrolündeki önemli rolü de valide sultanlık makamının elde ettiği politik gücün Harem'deki yansıması gibidir.
- 2
95-121