Journal Name:
- Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
Britain’s Role in Modernisation of the Ottomans (Between 1789 and 1876)
The Tulip Period is the first window for the Ottoman state opened to the Western. The eyes of the first Ottoman ambassador to Europe, namely 28 Çelebi Mehmet Efendi, were the first Turkish eyes looking at the West to comprehend it. This, of course, is the clear indicator emphasising the fact that it was too late to deal with the changes observed in Europe. The first substantial step on the way paved through the Tulip Period was taken by Selim III. The Padishah failed to raise objection against the traditions but strongly defended the modernity. Mahmut II came to understand that the salvation of the Ottomans would be based on radical changes in addition to the strong and deeply rooted traditions. The Ottoman intellectuals and statesmen reached to the final decision with the domestic and international pressures. The dispute was focused on the extent of the modernization. The British approach to modernization process in Ottoman Empire was partially affirmative and supportive. Strategically, the efforts for modernization were perceived from British statesmen as reforms to let the Ottomans survive and have the strength to guard the British interests within the East. In our study, it was aimed to explain the effects of the intersecting and departing ways of Ottomans and Britain in 19th century.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Lale Devri Osmanlı Devleti’nde Batı’ya açılan ilk pencere, Avrupa’ya gönderilen ilk elçimiz 28 Çelebi Mehmet Efendi’nin gözleri ise Batı’ya onu anlamak amacıyla bakan ilk Türk gözleridir. Bu, şüphesiz Avrupa’daki büyük değişimle alakadar olmak için çok geç kalındığının açık bir göstergesiydi. Lale Devri’nin açtığı yolda ilk büyük adımı III. Selim attı. Padişah, geleneğe itiraz edemediyse de yeniliği hararetli bir şekilde savunmaktaydı. II. Mahmut ise Osmanlının kurtuluşunun çok güçlü ve köklü olan gelenek kadar köklü bir yenilikle olacağını anlamıştı. Osmanlı aydın ve devlet adamı iç ve dış baskıların da etkisiyle son kararını vermişti, modernleşme şarttı. İhtilaf ise modernleşmenin miktarı konusundaydı. İngiltere’nin Osmanlı modernleşme sürecine bakışı kısmen olumlu ve destekleyici olmuştur. Bu, stratejik bakış açısı, modernleşme çabalarını Osmanlının ayakta kalması Doğudaki İngiliz çıkarlarına bekçilik yapabilecek kadar bir kudrete sahip olması için reformlar yapılması şek-linde algılıyordu. İşte çalışmamızda 19. asırda, Osmanlı ile İngiltere’nin kaderlerinde kesişen ve ayrılan yolların Osmanlı modernleşmesi üzerindeki etkileri izaha çalışılmıştır.
- 10
221-239