An Analysis on the Usage of TAS 40 Investment Property in BIST 100 and BIST 30 Companies during 2007-2016
Journal Name:
- International Journal of Academic Value Studies
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Generating cash flows independently from other assets of the company is the most important distinctive feature of investment property. For example, a building which is used for administrative purposes do not generate cash flow directly while another building which is leased provides direct cash flows to the company. After the first recognition of investment property at cost value according to TAS 40, it is revaluated by using “cost method” or “fair value method” in the further periods. If the company revaluates its investment property by cost method, the valuation principles of TAS 16 shall be applied that depreciation and provision will be determined for this real estate. If the company revaluates its investment property by fair value method, the valuation principles of TAS 40 shall be applied and the appreciation or impairment loss that is occurred after the revaluation will be recognized as a profit or loss in the comprehensive income statement. For the 10 years period between 2007 and 2016, minimum IP utilization rate in the companies listed in BIST 100 index, is realized in 2007 as 34% while the maximum utilization rate is seen in 2014 as 54%. For the 10 years period between 2007 and 2016, minimum IP utilization rate in the companies listed in BIST 30 index, is realized in 2011 as 50% while the maximum utilization rate is seen in 2016 as 68%. If the companies which present their financial statements in line with TAS principles determine the proper account and method during the recognition of their real estate, the reporting of the operations will be accurate.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Yatırım amaçlı gayrimenkullerin en önemli ayırıcı özelliği, işletmenin sahip olduğu diğer varlıklardan büyük ölçüde bağımsız nakit akışları yaratmasıdır. Örneğin idari amaçlarla kullanılan bir bina işletmeye doğrudan nakit akışı sağlamamakta, kiraya verilen bir bina ise doğrudan kira geliri olarak işletmeye nakit akışı sağlamaktadır. Yatırım amaçlı gayrimenkuller, TMS 40’a göre, maliyet bedeli üzerinden ilk kayda alınmasından sonra, ileriki dönemlerde, ‘maliyet yöntemi’ veya ‘gerçeğe uygun değer yöntemi’ seçeneklerinden birisi tercih edilerek değerlemeye tabi tutulur. İşletmeler, yatırım amaçlı gayrimenkullerini maliyet yöntemi ile değerlerse, TMS 16’da yer verilen maliyet yöntemi ile değerleme hükümlerine tabi olacak olup, söz konusu gayrimenkuller için amortisman ve değer düşüklüğü karşılığı ayıracaklardır. İşletmeler, eğer yatırım amaçlı gayrimenkullerini gerçeğe uygun değer yöntemi ile değerlerse, TMS 40’da yer verilen gerçeğe uygun değerin hesaplanması ile ilgili hükümlere tabi olacak olup, değerleme sonucu oluşacak değer artış veya azalışlarını, kapsamlı gelir tablosunda kâr veya zarar içerisinde muhasebeleştireceklerdir. BİST 100 endeksinde ki firmalarda 2007- 2016 yılları arasında 10 yıllık süreçte Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller hesaplarının kullanım oranı 2007 yılında en düşük %34, 2014 yılında en yüksek %54 olarak gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir. BİST 30 endeksinde ki firmalarda 2007- 2016 yılları arasında 10 yıllık süreçte Yatırım Amaçlı Gayrimenkul hesaplarının kullanım oranı 2011 de en düşük %50, 2016 yılında en yüksek %68 ile gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir. TMS hükümlerine göre finansal raporlarını düzenleyen firmaların kiraladıkları ya da sahip oldukları gayrimenkullerinin muhasebeleştirilmesinde hangi hesabı ve hangi yöntemi kullanması gerektiğinin doğru olarak tespit edilmesi faaliyet sonuçlarının gerçeğe uygun olarak raporlanmasını sağlayacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 15