İDARİ YARGI(NIN)/CIN KENDİNİ SINIRLAMASI OLGUSU Sözlü İşlem Teorisi ve İptal Davasına Konu Edilebilirliği Üzerine Bir Çalışma Taslağı

Yasa yapıcı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nu yazarken yargısal denetiminin sınırını, önemle-özellikle çizmiştir. Sınırlamanın kural haline getirildiği 2577 sayılı Yasa, 2709 Kanun numaralı Anayasa'ya altlık oluşturmuştur. Yargı yolu kullanımını sınırlayan bu istisna hükümler adeta kural halini almıştır. Anayasa'yı yazanlar bu şekilde kaleme alınmış yasa ile barışıklık aramışlardır. Nitekim, İdare'nin yargısal denetimini belirlemekten öte, sınırlayan Anayasa kuralları sayesinde, 2577 sayılı Yasa' um Anayasa'ya aykırılığı da ileri sürülememiştir. Bu yazılı metinler ile İdari Yargı yerleri ve İdari Yargıçlara şu sınırlayıcı genel kurallar getirilmiştir: * Yargılama yetkisi, idari işlem veya eylemin hukuka uygun olup olmadığı denetimi ile sınırlı tutulmuş, * İdari Yargı yerlerinin yerindelik denetimi yapamayacakları belirtilmiş, * Takdir yetkisinin kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde yargı kararı verilemeyeceği vurgulanmıştır. Anayasa'da; 23 madde ve 2577 sayılı Yasa'da ise 8 madde ile İdari Yargı denetimini sınırlayıcı hükümler barındırılmış tır1.