Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
Author Name |
---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Mağdur kelimesi Arapça “gadr-ğadr” kelimesinden türetilmiş olup, gadre,
haksızlığa uğramış kişi anlamındadır. Mağdure kelimesi ise, gadre uğrayanın
kadın-kız olması halinde, bunları ifade etmek için kullanılır.1 Mağdur, hukukta
ise “suçtan veya haksız eylemden zarar gören kimse” olarak tanımlanmaktadır2.
1998 tarihli Birleşmiş Milletler Suç ve Yetkinin Kötüye Kullanılması Mağdurlarının
Temel Adalet İlkeleri Bildirgesinde ise:
“Mağdurlar üye ülkeler ceza kanunlarında suç olarak belirlenmiş ihmali
veya icrai eylemler sonucunda bireysel ya da toplu olarak bedensel, zihinsel ya
da duygusal olarak zarar görmüş, ekonomik kayıplara uğramış ya da temel
hakları zarar görmüş kişilerdir… mağdur terimi ayrıca doğrudan doğruya mağdur
olan kişinin aile bireylerini veya mağdura yardım ederken ya da mağduriyete
engel olmağa çalışırken zarara uğrayan kişileri de kapsar.”3 şeklinde
tanımlanmıştır. Suçun mağduru, “suç kurbanı” olarak da tanımlanmaktadır.4
Toplum, bir toplumbilimi terimi olarak “yaşamlarını sürdürmek, birçok
temel çıkarlarını gerçekleştirmek için işbirliği yapan, aynı toprak parçası üzerinde
birlikte yaşayan ve ortak bir ekini olan insan kümesi”5 şeklinde tanımlanmakta
ve kullanılmaktadır. Toplumsal yaşam, bireylerin karşılıklı ilişkilerinde
uymakla yükümlü bulundukları bir çok kuralın varlığını da zorunlu kılmıştır.
Bu kurallardan sapma teşkil eden tavır ve davranışlar ile işlemler ve eylemler,
hak sahipleri açısından bazı kayıplara yol açacaktır ki, işte bu kayıplar sebebiyle
“mağdur” konumuna düşeceklerdir.
Mağduriyet yaratan eylemlerin pek çoğu, uygarlık düzeyi ile koşut olarak
yıllar itibariyle ceza kanunlarında ve ceza usul kanunlarında daha fazla yer
bulmaya, bir takım yaptırımlarla karşılanmaya ve nihayet suç olarak kabul
edilmeye başlanmıştır. Nitekim, 2005 yılında yürürlüğe giren yeni ceza mevzuatının
oluşturduğu ceza adalet sistemiyle, suç mağdurunun uğradığı zararın
karşılanmasına ve hem de muhakemeye etkin katılımının sağlanmasına yönelik
esaslı hükümler getirilmiştir.
Suç mağdurlarının uğradıkları zararların giderilmesini amaçlayan ve
mağduru muhakemenin aşamalarında obje olmaktan çıkartarak kişileştiren,
süjeleştiren, bu yönüyle modern ceza adalet sistemi anlayışıyla hazırlanmış olduğunu değerlendirilen 5237 Sayılı TCK’ nda ve 5271 Sayılı CMK’ nda “mağdur
hakları” ile ilişkili düzenlemeler yapılmıştır.
Mağdur haklarına ilişkin düzenlemeler ceza mevzuatında farklı kanun ve
bölümlerde düzenlenmiş olup, ceza muhakemesinin içerisinde de bu düzenlemeler
geniş bir yer tutmakta, soruşturma ve kovuşturma evreleri mağdur açısından
ayrı ayrı önem taşımaktadır.
Mağdurun davaya katılma hakkı ise, Ceza Muhakemesi Kanunu’ nun
233 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, çalışmamızda mağdurun davaya
katılmasının nasıl sağlanacağı ve katılma kararının mağdurun zararının
giderilmesine nasıl katkıda bulunacağı ve mağdura muhakeme esnasında
hangi hakları tanıyacağı incelenecektir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
151-175