You are here

TOPLUMSAL NORM VE CEZA YAPTIRIMININ DOĞASI ÜZERİNE

Journal Name:

Publication Year:

Author Name
Abstract (Original Language): 
Ceza yaptırımı, suç olarak isimlendirilen ve esasen teknik olmanın ötesinde, “toplumsal olarak” tanımlanmış bir davranış tipine karşı, iktidar odağının önceden belirlenmiş bir departmanının, yine önceden belirlenmiş bir prosedüre göre gösterdiği reel ve rasyonel tepkidir. Bu tepkinin, bir “olması gereken” penceresinden sistemleştirildiği ve netice olarak ortamdaki “başvuru değerlerine” göre biçimlendirildiği açıktır. Ancak, bu rasyonel tepkiye bir “olması gerekenin” biçim ve yön veriyor olması, onun toplumsal olarak somut bir olgu biçimini aldığı ve neticede toplumsal etkiler doğurduğu, kısaca bir “olan” olarak ortaya çıktığı gerçeğini değiştirmemektedir. Bir davranış tipinin “olması gereken” davranış kalıplarının dışına çıkması durumunda, ona gösterilen tepkinin yani yaptırımın bu “olması gerekene” göre biçimlendirilmesindeki başarının, bununla elde edilmesi amaçlanan neticeler söz konusu olduğunda kendini gösterememesinin nedeni de yaptırımın tatbiki aşamasının toplumsal bir olgu biçimini alması gerçeğidir. Öyleyse yaptırım, yalnızca normatif yönleri olan ve bu alanda kalması gereken bir kavram olmaktan uzaktır. Aksine, iktidarın, hukuk denilen kendine özgü “idare etme aracının” hiç olmadığı toplumlarda dahi kendine has yaptırım sistemlerinin peyda edilmiş olması yaptırımın bizim anladığımız anlamda normatif bir sisteme has olmadığını göstermektedir1. Bir davranış kalıbına gösterilen tepkinin, son tahlilde rasyonel olması, kökenlerinin de mutlaka rasyonel olduğunu göstermeyecektir. Toplumdaki iktidar odaklarının kendilerine has gelişim çizgileri, beraberinde ellerindeki araçların da gelişimini sağlamıştır ve dolayısıyla rasyonel olma niteliği de bu gelişimin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle ceza yaptırımının özelleşmiş bir yaptırım türü olması ve kendine has bir rasyonalitesinin bulunması, onun bir “modern dönem icadı” olarak algılanmasını sağlamaya yetmeyecektir. Zira toplumsallığın var olduğu her sistemde -ister bilinçli ister bilinçsiz, ister son derece etkili isterse etkisiz olsun- mutlaka bir yaptırım sisteminin olduğu görülmektedir. Bu yaptırım sisteminin rasyonellik kazanması, ancak belirli bir gelişim sürecinin etkisi ile olur. Fakat bu, rasyonel bir yaptırımın; mesela ceza yaptırımının, toplumsal olgulara dayanan kökenlerinin inkarına olanak vermeyecektir. Bu genel çerçeve içinde ceza yaptırımının tüm yönleri ile kavramsal olarak ortaya konulabilmesi için onun toplumsal kökenlerinin aynı kavramsal yapı içinde sunulabilmesi gereklidir. Bu toplumsal kökenler, ceza yaptırımının neticesi ve etkisinin de doğru bir şekilde ortaya konulabilmesini sağlayacaktır. Bu çalışmamızda biz, yaptırımın ve özelde ceza yaptırımının toplumsal düzen içindeki yeri, kökenleri, işlevi ve yapısı üzerine temel bir kavramlaştırma ve analiz yapmaya çalışacağız. Bu çerçevede evvela yaptırım sözcüğünün doğru bir şekilde kavramlaştırılması ve bir toplumsal norm ile bağlantılı olarak yaptırımın nasıl oluştuğu, ne suretle geliştiği ve nasıl uygulandığını ortaya koyma gayreti içinde olacağız. Bu süreçte özellikle toplumsal normun nasıl oluştuğu ve akabinde hukuk normuna nasıl evrildiği, yaptırımın bir toplumsal normun meydana gelmesindeki etkisi, tüm bu gelişim sürecinde iktidar mekanizmalarının rolü ve norm karşısında bireyin davranışını birinci bölümde, yaptırımın şekilleri ve uygulanmasını ikinci bölümde, özel bir yaptırım türü olan ceza yaptırımının anlamı, nitelikleri, işlevi, çeşitleri ve sınırlarını ise üçüncü bölümde ele alacağız.
FULL TEXT (PDF): 
1051-1108