Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Denetim veya danışmanlık faaliyetinde bulunan muhasebecilerin
oluşturduğu örgütler, muhasebe terminolojisinde, ilkelerinde, denetim
yöntemlerinde ve bağımsız dış denetim raporlarında uluslararası bir tekdüzeliği
daima amaçlamıştır. Finansal raporların, diğer bir ülkenin lisanına
çevrilmesiyle uluslararası bir uyumun sağlanamayacağı açıktır; çünkü
farklı yasal kurallar, farklı bilanço çıkarma yöntemleri ve farklı tablolar
kullanılabilmektedir. Bunların bir kısmı diğer ülkeler için hiç., bilinmiyor
olabileceği gibi, bir kısmı da yanılmalara ve güvensizliğe neden olabilir.
1960'İı yıllarda çok uluslu işletmeler olgusu, bunu takiben uluslararası
sermaye hareketlerinin önemli boyutlara ulaşması ve Avrupa Birliği
gibi ekonomik alanlar oluşturulması, ulusal muhasebe sistemlerinin
uyumlaştırılması gereğini doğurmuştur. Günümüzde ulusal muhasebelerin,
daha doğru bir deyişle bilanço hukuklarının uyumlaştırılmasmda,
ulaşılan düzey belirli sorunlara rağmen mükemmele yakın olarak nitelenebilir.
Bir taraftan seksene yakın ülkeden ulusal muhasebe meslek örgütlerinin
bir araya gelerek oluşturduğu IASC (International Accounting
Standards Committee) ve IFAC (International Federation of Accountants),
Uluslararası Muhasebe Standartlarım (IAS) tüm dünyada uygulamaktadır.
Diğer taraftan, Avrupa Birliği, tek pazarın oluşumu için, üye
ülkelerin ortaklıklar hukukunu ve özellikle bilanço hukukunu uyumlaştırmıştır.
Topluluğun 1978 tarihli Dördüncü Yönergesi, ulusal muhasebe
hukuklarında uyulması gerekli temel normları geliştirmiştir. Yönerge, tüm muhasebe sürecini içermektedir; muhasebe ilkeleri, değerleme
esasları, finansal tablolar, denetim ve kamuya açıklama ile ilgili hükümler
ayrıntılı olarak yer almaktadır.
Her ne kadar bu iki uluslararası uyumlaştırma hareketi, en üst ilke
sayılan kamuyu aydınlatmada, büyük bir paralellik sağlamış ise de, kültürel
ve hukuki faktörlerin etkisi ile ülkelerin temel yaklaşım farklılıklarının
hiçbir zaman ortadan kaldırılmayacağı da bir gerçektir. Çünkü, Avrupa
bilanço hukukunun çeşitli yönergelerle biçimsel olarak uyumlaştırılmasına
rağmen, anglo-sakson ve Kara Avrupası bilanço yaklaşımları halâ
karşı karşıya durmaktadır. Kara Avrupası bilanço hukukunu temsil eden
Almanya, halen anglo-sakson muhasebecilerin gözünde, gerçek gelir ve
varlık durumunu çarpıtabilmekte yani manipüle edebilmektedir; çünkü
gizli yedekler oluşturulmaktadır. Bunun en çarpıcı örneğini, Daimler,
Siemens ve kimya konsernleri gibi büyük alman işletmelerinin New-
York borsasına kabulünde, bilançolarının amerikanlaştırılmasınm istenmesi,
gösterilebilir, işte bu yazımızın konusu, uluslararası muhasebenin
temel sorununu oluşturan amerikan ve alman bilanço konseptlerinin
farklılığı ve bu farklılığı somutlaştıran gizli yedekler oluşturmaktadır.
- 1
49-53