You are here

NEHCÜ'L-FERADİS VE DlLİ ÜZERİNE

Journal Name:

Publication Year:

Author Name
Abstract (Original Language): 
XIV. asır Türk dili dünyasının geniş sahasında, Sir-Derya'nın aşağı mecrası ye Kuzey Horezm'den Azerbaycan'a, Kırım ve Mısır Memlûklarına kadar, çeşitli manada ve muhtelif Türk şivelerinde, büyük bir edebiyat meydana gelmiştir. Bu edebiyatın bâzı örnekleri bizce, şartlı olarak, Kıpçak - Oğuz adı ile adlandırılan, Güney gurubu Türkçesine giren şivelerde meydana gelmiştir. Bu gurup XII. asırda Sir-Derya'nın aşağı mecrasında kendi mistik şiirlerini meydana getirmiş bulunan, Ahmed Yesevî'nin yazı diline girmektedir. Bu şivede ve bu sahalarda, XIV. asrın ortalarında Horezmî'nin «Mu-habbet-nâme»si, 1391 yılmda ise Mısır Memlûklularmda Seyf-i Serâyî'nin «Gülistân»ı yazılmıştır. «Gülistân»a ilâve edilen manzum örnekler, artık XIV. asırda bir çok ünlü Türk şâirinin kendi lirik şiirlerini bu şivede yarattıklarım göstermektedir. Zikredilen eserlerden Horezmî'nin «Muhabbet-nâme»sinin hem Arap hem de Uygur harfleri ile olan nüshaları birlikte tetkik edilip, neşredilmiştir1. Hâlen tarafımızdan baskıya hazırlanmış bulunan Seyf-i Serâyî'nin «Gü-listân»ı gramer incelemesi ve sözlüğüyle birlikte baskıda bulunmaktadır. * * Kıpçak-Oğuz şivesi ile paralel ve onlarla ayni zamanda olarak, bu sahalarda (XIV. asırda) 900 yıl önce Çu (nehri) kıyılarında (bugünkü Kazakistan topraklarında) Balasagunlu Yûsuf'un «Kutadgu Bilig» adlı eseri yazılmış ve Karahanhlar devri (XI. asır) Karluk-Uygur edebî şivesine giren diğer bir edebî şive teşekkül etmiştir. Bu şive şartlı olarak bizce Kıpçak-Oğuz şivesi olarak adlandırılmıştır ve d-z-d gurubu Türk şivelerine girmektedir. Bu edebî şivede Kutb'un «Husrev ü Şîrîn»i2, Orta-Asya «(Anonim) tefsir»i3, Rabgu-zi'nin «Kısas»ı4, «Nehcü'l-feradis» 5 ve özellikle dînî değer taşıyan diğer bazı eserler yazılmıştır. Bu eserlerin dilinin tetkiki, bütün bu eserlerin ayni muhit içinde ve ayni milletin temsilcileri tarafından ve Güney gurubu Türkçesinden farklı olarak meydana gelmiş olduğunu gösteriyor. Arhaik unsurlar ses bilgisinde olduğu gibi şekil bilgisinde ve kelimelerde de çok daha fazla olarak muhafaza edilmiştir tmlâ ve şekil hususiyetleri de bu eserlerde birleşmektedir. (Meselâ, dudak harfi w'nin yazılışı). Bu eser kategorisinin, Uygur edebî geleneğinin tesirim, kuvvetli ve kafi bir derecede hissetmiş olduklarım da kaydetmemiz gerekir.
29
44