GEOTECHNICAL PROPERTIES OF ALLUVIAL SOIL AT İSTANBUL ÖMERLİ
Journal Name:
- İstanbul Yerbilimleri Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The 1999 İzmit Earthquake (Mw=7.4) has reconfirmed the importance of soil properties in relation with mitigation of earthquake hazards. The alluvial soil in Istanbul area, where due to proximatity to the North Anatolian Fault and due to high density of population and industry, the earthquake risk is very high, represents the most problematic soils. Therefore, related properties of such soils should be examined in detail, if constructions are planned on these types of soils. In this study geotechnical properties of the alluvial soil in the vicinity of Ömerli town in Istanbul are investigated. For this purpose the physico-mechanical properties are determined using results of in-situ tests conducted in drill-holes and using data from laboratory tests of soil samples. According to index and mechanical properties tests the natural water content varies between 0% and 45%. Natural water content decreases with increasing depth. Natural unit weight and specific gravity values of the soil samples range between 1.70t/m3 and 2.70t/m3 and 2.5 and 2.8, respectively. It is determined that liquid limits varies between 20 and 70%, and plastic limits between 10 and 30 %. According those limits and the plasticity index of the samples, which is between 5 and 20%, the alluvial soil can be defined after Burmister classification as “silt and clay of low plasticity” or “silt and clay of medium plasticity”. After Leonard classification the degree of plasticity is from low plastic to plastic. Consistency index indicates a “medium” soil. Sieve analysis showed that the alluvial soil is rich in silt and clay. According to liquidity index most of the clays are overconsolidated and some are normally consolidated. Various layers encountered in drillholes are classified using the “Unified Soil Classification System”. Most common soil type is CL, which indicates a “low plasticity clay”. Relative density values (0-15%) showed, that most of of the samples are “very loose”. Clays belong to the group of “non-active clays” and have a low to medium swelling potential. Standart penetration resistance (SPT-N) values range between 0 and 40, which represents a wide range from the point of soil types.It could be determined that the investigated alluvial soil has a very low bearing capacity and therefore in general not suitable for constructions. Constructions on this soil would require specific planning and engineering projects, where determined soil properties are fully considered.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
1999 İzmit Depremi (Mw=7.4); deprem zararlarının azaltılması bağlamında, zemin koşullarının önemini bir kez daha göstermiştir. Yoğun yerleşme ve Kuzey Anadolu Fayı nedeniyle, çok yüksek bir deprem riski altında olan İstanbul ilindeki alüvyonların, yapılaşmaya uygunluk açısından en sorunlu zeminleri oluşturduğu bilinmektedir. Bu nedenle, yeni yapılaşmaların alüvyon üzerinde planlandığı durumlarda, söz konusu alüvyon zeminlerin özelliklerinin çok ayrıntılı olarak saptanmasının gerektiği açıktır. Bu çalışmada, İstanbul il sınırları içersindeki Ömerli beldesi dolaylarında geniş alanlar kaplayan alüvyon zeminin jeoteknik özellikleri incelenmiştir. Bu amaçla, yapılmış bir dizi zemin sondajlarında yerinde saptanmış özellikler ve derlenen örnekler üzerinde yapılan deney sonuçlarından elde edilen verilerden yararlanılarak, alüvyon zeminin fiziko-mekanik özellikleri ortaya konmuştur. Zemin numuneleri üzerinde yapılmış indeks ve mekanik özellik deneylerinin sonuçlarına göre, zemin örneklerinin doğal su içeriği %0-%45 aralığında değişmektedir. Doğal su içeriğinin derinlik arttıkça azaldığı saptanmıştır. Doğal birim hacim ağırlıkları ise 1,70-2,70 t/m3 arasında değişmektedir. Numunelerin 2,5-2,8 arasındaki özgül ağırlıkları önemli değişimler göstermemektedir. Likit limit değerlerinin %20-%70 arasında, plastik limit değerlerinin ise %10-%30 aralığında değiştiği belirlenmiştir. Plastisite indeksinin genel olarak %5-%20 arasında yoğunlaştığı görülmektedir. Zeminin Burmister sınıflamasına göre “düşük plastisiteli silt ve kil” veya “orta plastisiteli kil ve silt” tanımlamalarına uygun olduğu görülmektedir. Leonards sınıflamasına göre de plastisite derecesi “az plastik” ve “plastik”tir. Kıvamlılık indeksine göre genellikle “orta” tanımlamasına uyan zeminin likidite indeksine göre sınıflaması killerin çoğunluğunun “aşırı konsolide kil”, bir kısmının da “normal konsolide kil” olduğunu göstermiştir.. Elek analizi sonuçlarına göre zeminin silt ve kilce zengin olduğu belirlenmiştir. Birleştirilmiş zemin sınıflamasına göre en çok CL grubuna (düşük plastisiteli kil) rastlanmıştır. Rölatif sıkılıkları %0-%15 olan zemin örnekleri “çok gevşek” olarak nitelendirilmektedir. Killerin “aktif olmayan killer” sınıfına girdiği saptanmıştır. Şişme potansiyelleri “düşük-orta”dır. SPT – N değerlerinin 0-40 arasında yoğunlaştığı görülmüştür. Zemin sınıflaması açısından çok geniş bir aralık söz konusudur. Alüvyon zeminin, depreme karşı dayanıklı olmadığı, taşıma kapasitesinin düşük ve yapılaşma için sakıncalı olduğu sonucuna varılmıştır. Bu özelliklere sahip bir zemin üzerinde yapılacak yapılar için, zeminin saptanan bu özelliklerine uygun mühendislik projelerine gerek olacaktır.
- 1
95-111