THE SEMANTICS AND THE USES OF THE WORDS “BLIND” AND “KÖR” IN GERMAN AND IN TURKISH
Journal Name:
- The Journal of Academic Social Science Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Some of the most significant components of lingual and cultural
communication are words, idioms and proverbs. The words have connotations
(symbolic, figurative) besides their real (basic) meanings. While a word has one
real meaning, it may have several connotations. The first meaning that appears
in mind is called real or basic meaning. The new meanings besides the real
meanings of the words are called connotations (figurative).
Besides the real meaning, connotations of words hold great significance
while they are used. This fact is the field of ‚Semantics‛. The utilization of
words alone with their meaning they hold is examined in the field of ‚Word
Semantics‛. However, the utilization of words in some structures such as
idioms, epigrams and proverbs is the subject of ‚Sentence Semantics‛ and they
should be examined in that field. Although the words that are the holders of meaning and culture do not give much meaning alone, they have different
meanings according to the user and the place where they are used. By gathering
the words, some expression components such as idioms and proverbs are
formed. They are generally used in more extensive and comprehensive
meanings, different from the words that constitute them. As being richness of
expression, the idioms and proverbs also reflect the life, culture and beliefs of
the societies. While the idioms are formed as word groups, proverbs are the
elements that hold the characterization of a sentence.
In this study, the usage of the words in German and English that are
subject to the research and the idioms and proverbs constituted by them will be
examined.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Dilsel ve kültürel iletişimin en önemli unsurlarından bazıları sözcük,
deyimler ve atasözleridir. Sözcüklerin gerçek (temel) anlamları yanında, yan
(sembolik, mecazi) anlamları da vardır. Genelde her sözcük bir tek gerçek
anlama sahipken, pek çok yan anlam taşıyabilir. Bir sözcüğün zihinde
uyandırdığı ilk anlamına gerçek ya da temel anlam diyoruz. Sözcüklerin gerçek
anlamları yanında kazandıkları yeni anlamlara ise yan (mecazi) anlam
denmektedir.
Sözcüklerin gerçek anlamları yanında yan anlamları da kullanım
esnasında büyük önem kazanmaktadır. Bu durum ise ‚Anlam Bilimin‛ ilgi
alanıdır. Sözcüklerin taşıdıkları anlamlarıyla tek başlarına kullanılmaları
‚Sözcük Semantiği‛ içerisinde ele alınıp incelenir. Ancak sözcüklerin deyim,
vecize, atasözleri gibi yapılar içerisinde kullanılmaları ‚Cümle Semantiği‛nin
konusudur ve burada değerlendirilmeleri gerekir. Anlam ve kültür taşıyıcı
unsurlar olan sözcükler genelde tek başlarına bir anlam ifade etmezlerse de,
çoğu zaman kullanıcıya ve kullanıldıkları yere göre farklı anlamlar kazanırlar.
Birden çok sözcüğün bir araya gelmesiyle de deyim ve atasözleri gibi ifade
unsurları oluşur. Bunlar ise, genellikle kendilerini oluşturan sözcüklerin
anlamlarından farklı, daha geniş ve kapsamlı anlamlarda kullanılırlar. Birer
ifade zenginliği olan deyim ve atasözleri, aynı zamanda toplumların
yaşantılarını, kültür ve inanışlarını da yansıtırlar. Deyimler sözcük öbekleri
şeklinde oluşurken, atasözleri cümle özelliği taşıyan unsurlardır.
Bu çalışmada, incelemeye konu olan sözcükler ve bu sözcüklerden
oluşan deyim ve atasözlerinin Almanca ve Türkçedeki kullanımları
karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 1
311-326