Journal Name:
- Karadeniz Araştırmaları Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
From the middle of the 19th century onwards, whose territorial integrity
left to the Great Powers assurance, the Ottoman Empire remained
in between the Russo-British struggle in the Near East. Britain tried to
resist the Russian march towards the south by keeping the Ottoman
territorial unity. After the Russo-Ottoman War of 1877-78, when the
Ottomans were defeated and forced to sign the Treaty of St. Stefano, the British being disturbed by the new situation in the Balkans, initiated
a congress in Berlin and modified it by the Berlin Treaty. Britain
in doing this, did not consider the interests of the Ottoman Empire,
but her own. In a similar condition, in 1945 when the USSR demanded
a base in the Straits and revision of the Turkish northeastern borders,
since it arouse old “Russian fear” in Turkey, they resorted to the US. In
this period, having inherited the British Empire’s imperial mission,
the Straits were also important for the US. Same as the British, the
American would also not allow the Soviet Union crossing the Straits
and penetrating to the Mediterranean. But Turkey did not recognize
the US strategic vulnerability and by paying unnecessary prices, she
got both economic and military aids from the US and bounded her to
it. The prices paid for the security against the USSR to US are nonequivalent
what Turkey gained from the US both military assistance
and economic aid. However, how Britain did not allow the Russians to
threaten the Straits in 1878 by herself, so would the US and her allies
stop the USSR in the Straits in 1945 by themselves. Because, although
the political conditions and states alters, geostrategic position does
not change.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
19. yüzyılın ortasından itibaren toprak bütünlüğü Büyük Güçlerin teminatı
altına alınan Osmanlı Devleti, İngiltere ile Rusya’nın Yakın Doğu’daki
mücadelesinin arasında kaldı. İngiltere, Rusların güneye doğru
ilerleyerek Boğazlardan Akdeniz’e girme teşebbüslerine, Osmanlı
toprak bütünlüğünü korumaya çalışarak cevap verdi. 1877-1878 Osmanlı-
Rus Savaşı’nda Osmanlılar yenilip Ayastefanos Antlaşması’nı
imzalamak zorunda kalınca, Balkanlardaki yeni durumdan rahatsız
olan İngiltere, Berlin’de bir konferans toplayarak, bu antlaşmayı Berlin
Antlaşması ile tadil etti. İngiltere bunu yaparken, Osmanlı Devleti’nin
değil, kendi çıkarlarını gözetti. Benzer bir durumda, 1945’de
SSCB Türkiye’den Boğazlardan bir üs ve kuzeydoğu sınırlarında da
düzenleme isteyince, Türkiye’deki eski “Rus korkusu” tekrar canlandı
ve Sovyetlere karşı özellikle ABD’nin güvenlik şemsiyesi altına girme
arayışlarını doğurdu. Bu dönemde, Britanya İmparatorluğu’nun hâkimiyet
alanını miras alan ABD için de Boğazlar son derece önemliydi.
Aynı İngiltere gibi o da, bu defa SSCB’nin, Boğazları geçerek Akdeniz’e
nüfuz etmesini istemeyecekti. Fakat Türkiye ABD’nin bu hassasiyetini
dikkate almayarak, pekâlâ ödememesi mümkün bedelleri de ödeyerek,
ABD’den malî ve askerî destek aldı ve onun güvenlik şemsiyesi altına
girdi. Türkiye’nin Batı ittifakına girerek ödediği bedeller ile bu ittifakın
getirdiği güvenlik ve ekonomik kazançlar, eşdeğer ve birbirini
dengeleyen bir durumda olmadı. Hâlbuki 1878’de İngiltere nasıl Rusya’nın
Boğazları tehdit eder konuma gelmesine kendiliğinden müsaade
etmediyse, 1945’de de benzer bir tehdide ABD ve müttefiklerinin
izin vermeyeceği açıktı. Çünkü siyasî şartlar ve ülkeler değişse de,
jeostratejik konum değişmez.
FULL TEXT (PDF):
- 45