Journal Name:
- Karadeniz Araştırmaları Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Throughout history, the effort to protect and sustain international
peace and order through different methods has been the first priority
global norm. For this purpose, many international treaties have been
signed and many regional and global alliances have been formed.
However, these efforts have been relatively unsuccessful. Prioritization
by countries of their national interests over global peace has resulted
in the failure of all peace and security ideals. In this respect, the
UN became the most comprehensive structure for the ideal of peace
and security in history. However, there are some important problems
that are hard to resolve regarding UN activities: To what extent can
this giant organization provide international security and peace? Does
the UN function based on objective criteria or in the interests of powerful
members? What will be the future of the UN? Emerging threats
in the deepening and widening process of security have increased the
workload as well as global responsibilities of the organization. This
has resulted in increased discussions about the need for reforms in
the UN. Russian offensive activities in the Black Sea Region resulted in
the focusing of international attention on this region. The 2008 Russian-
Georgian war and the 2014 Ukrainian crisis have been the most
important security developments in the Black Sea Region. Because of
these events, UN interest and activities in the Black Sea region have
increased. The UN role for the future of the region remains a questionmark
for now. However, emerging security issues such as environment
security in the Black Sea Region should be one of the priorities
of the UN because this region is one of the most unprotected areas
against environmental threats. It is not easy to forecast the future attitude
of the UN, which stays behind the scenes on the issue of environmental
protection.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Uluslararası barış ve güvenliği koruma ve sürdürme girişimleri, tarihin
her döneminde çeşitli araçlarla elde edilmeye çalışılan en öncelikli
küresel değer olmuştur. Bu bağlamda tarihsel süreçte çok sayıda uluslararası
andlaşma imzalanmış, yine çok sayıda bölgesel ya da küresel
ittifaklara gidilmiştir. Fakat tüm bu çabalar göreceli olarak başarısız
olmuştur. Zira devletlerin kendi ulusal çıkarlarını küresel barıştan
daha öncelikli bir konuma koymaları tüm bu barış ve güvenlik ideallerini
boşa çıkarmıştır. İşte Birleşmiş Milletler insanoğlunun barış ve
güvenlik idealinin en geniş kapsamlı kurumsal yapılanmasıdır. Bu devasa
örgütün uluslararası barış ve güvenliği ne kadar sağladığı? Örgütün
objektif kriterler üzerinden mi yoksa güçlü üyelerinin ulusal çıkarları
doğrultusunda mı yönetildiği? Ve son olarak Birleşmiş Milletler’in
geleceğinin ne olacağı cevap vermesi pek de kolay olmayan ciddi
sorunlardır. Güvenliğin genişleme ve derinleşme sürecinde ortaya çıkan
yeni tehditler, örgütün yükünü ve küresel sorumluluğunu daha da
arttırmıştır. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler’in reformu tartışmaları
da kaçınılmaz bir şekilde daha sıklıkla dillendirilir hale gelmiştir. Karadeniz
Havzası söz konusu olduğunda, özellikle son yıllarda Rusya’nın
saldırgan politikaları dünyanın ilgisini bu bölgeye yöneltmesine
sebep olmuştur. 2008 yılında yaşanan Rusya-Gürcistan Savaşı ve
2014 yılında patlak veren Ukrayna Krizi, Karadeniz havzasının güvenliği
noktasında yaşanan önemli gelişmelerdir. Bu olaylar nedeniyle
Birleşmiş Milletler’in Karadeniz havzasına olan ilgisi artmış ve bölgeye
yönelik faaliyetlerini sıklaştırmıştır. Bölgenin geleceğinde Birleşmiş
Milletler’in ne denli etkin bir rol oynayacağı ise şimdilik soru işaretidir.
Bunun yanı sıra çevre güvenliği gibi yeni güvenlik alanlarında
Karadeniz Havzası’nın Birleşmiş Milletler’in öncelikli ilgi alanlarından
biri olması gerekmektedir. Zira bölge, çevresel tehditler noktasında
belki de dünyadaki en korumasız alanlardan biridir. Hâlihazırda bölgenin
çevre güvenliğinin sağlanması bağlamında oldukça geri planda
duran Birleşmiş Milletler’in ilerleyen dönemlerde bu konuda nasıl bir
tavır sergileyeceğini kestirebilmek ise oldukça zordur.
FULL TEXT (PDF):
- 48