Journal Name:
- Karadeniz Araştırmaları Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Turkish-Soviet friendship, which started during the Turkish War
of Salvation and strengthened with the friendship agreement
signed in 1925, had kept alive trouble-free until mid-1930s. However,
since the beginning of 1930s, the priorities of the two coun- tries differed in parallel to changing world conditions. As a result
of the process starting with the Montreux Convention signed in
1936 and continuing with the World War II, there had been almost
a return to the conventional Turkish-Russian politics between
two countries. Soviet notes requesting changes in Montreux
Convention and ownership of the bases along the Bosporus, led to
a stalemate in the relations between parties in the post-war period.
As a result, Soviet or communism fear had become one of the
central tenets shaping Turkish foreign policy till 1960s, as well
asit has some reflectionson the Turkish internal politics. This fear
even led to the perception of the word “left” as a source of threat
and some bans were applied on the publications, mainly on the
press, supporting this ideology. Many decisions were taken regarding
the pulling of the books, calendars and various forms of
published documents from the shelves on the basis of the claims
about communist propaganda during 1940s and 1950s. This article,
which has been prepared by benefitting from the Republican
Archive of Prime Ministry, The Archive of Turkish Grand National
Assembly, press and research studies, aims to put forth the threat
perception related to “communism” and its results in parallel to
Turkish-USSR relation.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türk Kurtuluş Savaşı'nda başlayıp, Cumhuriyetin ilanı ile sürdürülen
ve 1925 tarihli dostluk antlaşması ile pekiştirilen Türk-Sovyet
dostluğu, 1930'lu yılların ortalarına kadar pürüzsüz bir şekilde
devam etmiştir. Fakat 1930'lu yılların başından itibaren değişen
dünya şartlarına paralel olarak iki ülkenin öncelikleri de değişmiştir.
Özellikle 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi
ile başlayan ve II. Dünya Savaşı ile devam eden süreçte iki ülke
arasında konvansiyonel Türk-Rus politikasına adeta geri dönüş
yaşandı. Savaş sonrası Montrö Boğazlar Rejiminde değişiklik, Boğazlardan
üs talep eden Sovyet notaları ile ilişkiler çıkmaza girdi
ve Türkiye’nin 1960'lı yıllara kadar dış politikasını temellendiren
ve iç politikasını da yansıyan unsur, Sovyet dolayısı ile komünizm
korkusu oldu. Bu korku, "sol" kelimesinin bile tehdit unsuru olacak
derecede algılanması sonucunu doğurmuş ve basın başta olmak
üzere bu ideolojiyi destekleyen yayınlara yasaklamalar getirilmiştir.
1940'lı ve 1950'li yıllarda komünist propagandası yapıldığı
gerekçesi ile kitaplar, takvimler ve yayınlanan çeşitli türden
metinlerin toplatılmasına dair çok sayıda karar alınmıştır. Başbakanlık
Cumhuriyet Arşivi, TBMM Arşivi, basın ve araştırma eserlerden
yararlanılarak hazırlanan bu çalışma ile 1923-1960 yılları
arasında Türkiye'nin SSCB ile olan ilişkilerine paralel olarak "komünizm"
tehdidi algılaması ve bunun sonuçlarının ortaya konulması
amaçlanmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 51