Value Matter and Objectivity in Historical Sciences
Journal Name:
- Kaygı: Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
According to Positivists, the History was the urgent ınterference area as it was one
of the sciences which were the least constructed and so one of the most flexsible
and open disciplines. This critical point has been declared in some evaluations
with disappointing speeches as it could be seen like a dilemma. It is clear that this
trouble felt even dilemma is based on Positivist uniqueness. Unique science
sample was compressing the History. Idea was forming item by adding it
Mathematical relations system, but Historical sciences were giving meaning to the
item by ascribing it to the values; for this reason it could make a selection or a
clarification. Because of that each Historical expression would be rebuilding of
previous experiences in a selective way. The unique legible History that the
Positivist Historians’ dream was necessitating us to reach the knowledge of the
past covering its own. Yet, accepting the experienced one and its knowledge as
the same things can’t be even seen absent from a kind of plot.
Shoudn’t be there a limitation for History writer’s freedom of choice? The real
problem is the History being out of value. The Historian doesn’t have the right of
violating the sense of objectivity in people with whom he will share his plot even
if it will be his own subjective product. A truth concept which will be gotten by its
active role in the information’s coming out takes place of the truth concept that is
devoted to only rational and formal criterians in the History.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Tarih, toplumsal bilimlerin en az yapılanmış, bu yüzden de en esnek ve açık
disiplinlerinden biri olduğu için Pozitivistler açısından acil müdahale alanı olarak
görülmekteydi. Bu kritik nokta kimi değerlendirmelerde bir açmaz olarak görülebilecek kadar umut kırıcı sözlerle ifade edilmiştir. Duyulan bu sıkıntının,
hatta açmazın temelinde pozitivist tekçiliğin olduğu bellidir. Tek bilim modeli
Tarihi sıkıştırmaktaydı. Matematiksel bilimlerde akıl maddeyi matematiksel bir
ilişkiler sistemine katarak biçimlendiriyordu, ama tarihsel bilimler maddeyi
değerlere mal ederek anlamlandırmaktaydı; bunun için maddede bir seçim ya da
ayıklama yapabiliyordu. Dolayısıyla her tarihsel anlatım, geçmişte yaşananların
seçmeli bir biçimde yeniden kuruluşu olacaktır. Pozitivist tarihçilerin hayal
ettikleri tek okunuşlu tarih, geçmişin kendisiyle örtüşen bilgiye ulaşmayı
gerektiriyordu. Oysa yaşanmış olanla onun bilgisini aynı şey kabul etmek bile
aslında bir tür kurmacadan muaf sayılamaz.
Tarih yazarının seçme özgürlüğünün bir sınırı olmamalı mıdır? Asıl tehlike
Tarihin değersizleşmesidir. Tarihçinin kurmacası kendi öznel ürünü olsa bile onu
paylaşacağı kişilerde nesnellik duygusunu ihlal etmeye hakkı yoktur. Tarihte
sadece rasyonel ve formel ölçütlere bağlı kalan bir hakikat kavramının yerini,
öznenin, bilginin meydana çıkmasındaki aktif rolüyle elde edilebilecek olan
hakikat kavramı alır.
FULL TEXT (PDF):
- 12
39-45