Aristotle’s View of “Being”
Journal Name:
- Kaygı: Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Aristotle’s view of “being” is generally taken into consideration in relation with
his account of substance. Whereas, “being” and “substance” are the concepts
which are relative to each other, but not identical. For Aristotle, the problem of
“being” is that which is, firstly concerned with what is primarily is (actual being)
and what is accidentally is (accidental being) and secondly with “being as truth”
and “being as a concept”. For this reason, the only sphere in which the concepts of
“being” and “substance” are identical is the sphere of what is primarily is. In this sphere what is primarily is is what is substance, or what is substance is what is
primarily is. First of all, we must distinguish this sphere from the rest. Secondly,
while Aristotle divides what is primarily is into two fields, as what is sensible and
what is intelligible, he also uses the expression of “what is primarily is” in two
different senses. What is primarily is: a) individual things that can be said to be in
virtue of themselves, and b) esence or what a thing is, the esence or substance of
an individual. The first one is ontologically what is primarily is, and second one
is epistemologically what is primarily is. Making these distinctions has a great
importance not just for getting a true understanding of Aristotle’s view of “being”
or for getting a true understanding and evaluation of Aristotle’s entire philosophy
but also for understanding that how European philosophy, except a few
philosophers, has lost its relation with life and this world.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Aristoteles’in “varlık” görüşü genellikle töz görüşüyle bağlantısında ele alınır.
Oysa “varlık” ve “töz” biribiriyle bağlantılı kavramlar olsalar da tam olarak
örtüşmezler. Aristoteles’e göre, varlık problemi, öncelikle ilineksel anlamda
varlıkla ve asıl anlamda varlıkla, ikinci olarak ise kavram olarak “varlık” ve
“doğru(luk) anlamında varlık”la ilişkili bir problemdir. Fakat, Aristoteles’in İlk
Felsefenin (ontolojinin, Prote Philosophianın) asıl konusu olarak belirlediği şey
bunlardan yalnızca “asıl anlamda var olan”lardır. Dolayısıyla, “varlık” ve “töz”
kavramının örtüştüğü alan sadece “asıl anlamda var olan”ların alanıdır. “Asıl
anlamda var olan”lar alanında var-olan töz olandır ya da töz olan var olandır.
Öncelikle bu ayrımın yapılması gerekir. İkinci olarak, Aristoteles, asıl anlamda
var olanı duyusal ve düşünsel olarak iki türe ayırırken, aslında “asıl anlamda
varlık” ifadesini de iki ayrı anlamda kullanır. Asıl var olan: a) var olmak için
başka bir şeye gereksinim duymayan tek tek var olanlardır; b) asıl var olan: bir
şeyin özü veya neliğidir; onu o şey yapan şeydir. Birincisi ontik anlamda asıl var
olandır, ikincisi epistemolojik anlamda asıl var olandır. Aristoteles’in varlık
görüşüne ilişkin bu ayrımların yapılması sadece kendisinin varlık ve töz
görüşünün anlaşılması bakımından ya da genel felsefesinin doğru anlaşılması ve
değerlendirilmesi bakımından değil, Avrupa felsefesinin nasıl olup da, birkaç
filozofun görüşleri dışında, hayatla ve bu dünyayla bağının kopartıldığının
anlaşılması bakımından da önemlidir.
FULL TEXT (PDF):
- 13
113-131