The Epistemological Limits of Hermeneutics in W. Dilthey
Journal Name:
- Kaygı: Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
That human phenomena which constitute the Lebenswelth (life-world) can not be
explained by the scientific criteria that modern natural sciences have produced
was required to founding and justifying a new science. The most significant
instance of these attempts is W. Dilthey's efforts about Geisteswissenschaften
(Human Sciences). However, Dilthey who determines the hermeneutics as mothod
of Geisteswissenschaften has partly accepted and kept the experimental point of
departure of modern sciences as well as general model of explanation in modern
science. İt is because of his loyalty to modern science that Dilthey occurs that
determination with respect to some epitemological limits. For Dilthey, it is a
major problem that the relation the both of individuality and historicty as basic concepts on which hermeneutics stands with these limits. Despite the fact that
these two concept as epistemological categories are very essential in Dilthey's
thougth, the main point of this study is to set forth the ontological foundations is
in behind also epistemological limits. In fact, the value of hermeneutics as a
mothod lies in the ontological roots of the totality of man's nature. Accordingly, in
order to founding and justifying hermeneutics, departing from the ontological
nature of historicty and individuality precedes the epistemological onces.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Yaşam dünyasını oluşturan insani fenomenlerin, modern doğa bilimlerinin
bilimselliğe getirdiği ölçütlerle açıklanamaması, yeni bir bilimin
temellendirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu temellendirme girişimlerinin belki de en
önemli örneği, W. Dilthey'ın tin bilimlerine yönelik çabasıdır. Hermeneutiği, tin
bilimlerinin yöntemi olarak belirleyen Dilthey, yine de modern bilimin deneyci
çıkış noktasına ve tümelci açıklama modeline kısmen sadık kalır. Bu sadakatinden
olsa gerek Dilthey, bazı epistemolojik sınırlar uyarınca bunu gerçekleştirir.
Dilthey için hermeneutiğin dayandığı temel kavramlar olan tekilliğin ve
tarihselliğin durduğu yerin, bu sınırılarla ilişkisi önemli bir sorundur. Bu iki
kavram, birer epistemolojik kategori olarak Dilthey'ın düşüncesinde önemli bir
yere sahip olsa da, burada asıl üzerinde durulan söz konusu bu kavramlara
getirilen epistemolojik sınırların, tin bilimlerinin temellendirilmesindeki başarısı
değil; bizzat bu başarının da arkasında yer alan ontolojik vurgudur. Geçekten de
hermenutiğin bir yöntem olarak değeri, insan doğasının bütünselliğinde yer alan
ontolojik köklerindedir. Öyle ki, tarihselliğin ve tekilliğin epistemolojik
görüntüsünden değil de ontolojik doğasından hareket etmek, hermeneutiğin
temellendirilmesi konusunda çok daha önemlidir.
FULL TEXT (PDF):
- 17
138-148