On the Relationship between the Concepts of Philosophical Wisdom and Admiration (in the Face of the Universe)
Journal Name:
- Kaygı: Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Philosophizing and philosophical wisdom gained as a result of this, as Plato and Aristotle rightly noted, start with “admiration in the face of the universe”. In this respect, there is a close relationship between the concepts of knowledge and admiration. Wondering about what is admired and wanting to learn its essence willingly or unwillingly put a person in a process of knowing and looking for knowledge; the admiration felt either by a person who has found the knowledge or a person who has partly had it gradually yields to the feelings of appreciation. The most important aim of philosophizing or philosophical wisdom is nothing other than obtaining the “most truthful and trustworthy” knowledge about being. The first condition of attaining such knowledge is the feelings of admiration and appreciation for whatever the object of knowledge. In short, philosophical wisdom starts with admiration in the face of the universe, continues by looking for why and how of this admiration and gains a positive meaning by finding this reason or principle (or at least by the pleasure of being on that way).
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Felsefe yapmak ve bunun sonucunda kazanılan felsefi bilgelik Platon ve Aristoteles’in haklı bir şekilde tespit ettikleri gibi ‘evren karşısında duyulan hayranlıkla’ başlar. Bu bağlamda bilgiyle hayranlık duyma kavramları arasında sıkı bir ilişki söz konusudur. Hayranlık duyulan şeyin ne olduğunu merak etme ve onun aslını öğrenme isteği insanı ister istemez bir bilme ve bilgiyi arama sürecine itmekte; aranılan bu bilgiyi bulan ya da kısmen sahip olan insanın duyduğu hayranlık yerini yavaş yavaş takdir duygularına bırakmaktadır. Felsefe yapmak ya da felsefi bilgeliğin en önemli hedefi, varlık hakkında ‘en doğru ve en güvenilir’ bilgiyi elde etmekten başka bir şey değildir. Böyle bir bilgi’ye ulaşmanın ilk şartı, bilginin nesnesi olan şeye duyulan hayranlık ve takdir hisleridir. Kısaca felsefi bilgelik, evren karşısında hayranlık duyma ile başlamakta, bu hayranlığın nedenini ve nasılını aramakla devam etmekte ve bu nedenin ya da ilkenin bulunmasıyla (ya da en azından o yolda olmanın verdiği hazla) pozitif bir anlam kazanmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 18
93-99