EFFECT OF BONA FIDES PRINCIPLE ON JURISDICTION OBJECTIONS BASED ON CHOICE-OF- FOREIGN COURT AGREEMENTS AND CRITIQUE OF TURKISH COURT OF CASSATION 11TH CIRCUIT’S JUDGMENT OF 6.3.2009
Journal Name:
- Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Principle of bona fides is in force for the jurisdiction objections based on choice-of-foreign court agreements. However, rejection of a jurisdiction objection, raised in accordance with the rules of law and by the parties who had granted jurisdiction to a foreign court by their mutual choice-of-court agreement within the freedom of contract and upon the authority that was granted by rules of law, without depending on any other concrete reason, just depending on the hypothesis that defendant can use his rights of defense more effective, is not justifiable. On the contrary, the party’s conduct that raised such an objection does not constitute a paradoxical conduct and is consistent with the previous conduct to grant jurisdiction to a foreign court. Therefore the decision of Court of Cassation’s that neutralizes the choice-of-foreign court agreements and that connotes the return of Court of Cassation’s decision of 1988 should not be followed.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Dürüstlük kuralı, yabancı mahkeme lehine yapılan yetki anlaşmalarına dayanan yetki itirazları bakımından da uygulanma alanı bulur. Bununla birlikte, kanunun verdiği yetkiyi kullanarak ve sözleşme serbestisi içinde karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla yabancı bir devlet mahkemesini yetkilendiren tarafların, yine kanunun verdiği yetkiye dayanarak uyuşmazlığın o mahkemede çözümlenmesi gerektiğine yönelik olarak yaptıkları itirazın, başkaca hiçbir somut veri bulunmaksızın, sadece davalının savunma haklarını kendi ikametgâhı mahkemesinde daha iyi kullanabileceği varsayımına istinaden dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığının kabulü yerinde olmaz. Tam aksine, böyle bir itirazı ileri süren kişi, yabancı mahkemeyi yetkili kılmak yönündeki daha önceki davranışlarıyla çelişmeyen, bu davranışıyla istikrar arz eden bir itirazda bulunmuştur. Bu itibarla Yüksek Mahkeme’nin, yabancı mahkeme lehine yapılan yetki anlaşmalarını adeta işlevsiz kılan ve 1988 tarihli Hukuk Genel Kurulu kararına dönüş anlamına gelen bu içtihadından dönülmesi gerekmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
191-208