KEYNESIAN SYSTEM AND CONTIBUTION OF EXPECTATION TO THE SYSTEM
Journal Name:
- Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
J. M. Keynes’ famous work was met with enthusiasm, especially among young economists when it was published. Because, the equilibrium at full employment level which was claimed by the Classical theory has been barely visible since the Great Depression. Keynes’ statement on equilibrium under full employment is an important advancement for that era. In addition, mentioning of the uncertain future and expectations contained a complete novelty. To act or to decide in an environment of uncertainty represented more than a means to solve a practical problem for Keynes. In that aspect, he rejected the prevailing view of the Classical theory; namely, the idea of rational expectations. As a matter of fact, that dominant view which had settled since first coined by D. Hume was based on a uniform and static expectation model. According to Keynes, the insecure, uncertain and unpredictable nature of the future conflicts with the functioning of a static expectation model. People are obligated to solve the uncertainty of the future due to two important reasons. Those are determination of investment decisions and ensuring the function of money as store of wealth. Indeed, money is really an operational tool according to Keynes and people can also keep their incomes in cash. People are in a position to predict the future interest rates for both variables. On the contrary to the views of rational expectations of the Classical theory, an expectation model which is based on past experiences and peripheral behaviors constituted Keynes’ basic philosophy.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
J.M.Keynes, ünlü eserini yayınladığında özellikle genç ekonomistler arasında heyecanla karşılanmıştır. Çünkü Klasik teorinin iddia ettiği tam istihdamda denge, Büyük Buhrandan sonra zor görünür olmuştu. Keynes’in tam istihdam altında dengeden bahsetmesi o dönem için önemli bir çıkıştır. Ayrıca belirsiz gelecekten ve bekleyişlerden bahsetmesi ise tam bir yenilik içermektedir, Keynes için güvensizlik ortamında hareket etmek veya karar vermek, pratik bir problem çözmekten öte bir anlam ifade etmektedir. Bu haliyle klasik teoriden gelen hakim görüşü, yani rasyonel beklentiler görüşünü reddetmiştir. Aslında D. Hume’dan itibaren yerleşen bu hakim görüş, tek düze ve statik bir beklenti modeline dayanmaktaydı. Keynes’e göre geleceğin güvensiz, belirsiz, öngörülemez oluşu, statik bir beklenti modelinin işleyişine ters düşmüştür. İnsanlar iki önemli nedenden ötürü geleceğin belirsizliğini çözmek durumundadırlar. Bunlar, yatırım kararlarının verilebilmesi ve paranın servet tutma işlevinin sağlanmasıdır. Gerçekten Keynes’de para işlevsel bir araçtır ve insanlar gelirlerini nakit olarak da tutabilmektedirler. Bu iki değişken için de insanlar gelecekteki faiz oranını tahmin etmek durumundadırlar. Bu aşamada Klasik teorinin statik bir modelde gerçekleşebilecek rasyonel beklentiler görüşünün aksine, geçmiş tecrübelerine dayanan ve yakın çevre davranışlarından etkilenen bir beklenti modeli Keynes’in temel felsefesini oluşturmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 2