Anazarbus with its Location, Past and Identity
Journal Name:
- Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Anazarbus, on which Dilekkaya village is partly existent today, is situated 70 km northeast of Adana, 35 km
southeast of Kozan which it is within the borders. Though founded on a mass of rock of 230 meters high, on
a plain with 33 meters altitude and an area of 1145 decares, it is not certain when and by whom the city was
founded first. Besides, it is known that the city was left after it was conquered by Memluks in 1375. After
Anazarbus was included into the Roman Empire from the hands of local kingdom Tarcondiomotus in the first
century BC, numerous changes have been taken place on the status and architecture of the city in the 2.nd
and early3rd centuries AD. As Tarsus was the capital city of Kilikya Region until the time of Septimus
Severus, the status of Anazarbus was changed into metropolis and has gained the equal status together
with Mopsuhestia (Misis). The city which survived during the time of Byzantium Empire, has greatly been
affected by the earthquakes. The city, being collapsed by the earthquakes, was rebuilt and was named
Justinapolis and Justinianpolis, the names of the emperors of the time.
As Anazarbus was a buffer zone between Byzantines and Muslim Arabs, it has been governed by
these from time to time. The city which was taken by the Arabs at the end of 8th century, has been rebuiltand named after as Ayn Zarba. It was taken by Byzantine again in 964. The Armenians who fled to southeast
following the Battle of Manzikert in 1071, has made Anazarbus in Kilikya Plain their capital city in 1100.
The publications started with Charles Texier (1833) and went on with Michael Gough (1952) today
consist mainly of definitions. The dates of construction and period have not been dealt with. In the present
study, the civilizations in Anazarbus have been investigated together with their architectural contributions
and the phases of Anazarbus have been determined. Besides this, its Byzantium identity was focused on
and the impact of Byzantine on Anavarza has been stressed.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Günümüzde üzerinde kısmen Dilekkaya Köyü’nün kurulu bulunduğu Anavarza, Adana’nın 70 km.
kuzeydoğusunda, sınırları içerisinde bulunduğu Kozan İlçesi’nin ise 35 km. güneydoğusunda yer almaktadır.
Ova ortasında bir adayı andıran 230 m. yüksekliğinde bir kaya kütlesi ve 33 rakımlı batı düzlüğünde 1145
dönümlük bir alanda kurulu kentin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu tam olarak saptanamamıştır.
Buna karşılık kentin 1375 yılında Memluklular tarafından alındıktan sonra terk edildiği bilinmektedir.
Anavarza, M.S. I. yy. da yerel krallık Tarkondiomotus idaresinden Roma İmparatorluğu topraklarına
katıldıktan sonra M. S. II. yy. sonu III. yy. başı itibarı ile kentin statüsü ve imarı ile ilgili kayda değer hızlı
gelişmeler yaşanmıştır. Septimus Severus dönemine kadar Kilikya Bölgesi’nin başkenti Tarsus iken bu
dönemde Anavarza’nın statüsü metropolis seviyesine yükseltilerek Tarsus yanında Mopsuhestia (Misis) ile
aynı düzeye getirilmiştir. Bizans döneminde de varlığını sürdüren kent, meydana gelen depremlerden büyük
hasarlar görmüştür. Bu dönemde depremlerden yıkılan kent, yeniden inşa edilerek, Justinapolis ve
Justinianopolis olarak dönemin imparatorlarının isimleri verilmiştir.
Anavarza, Bizans ve Müslüman Araplar arasında tampon bölge olduğundan bunlar arasında sık sık el
değiştirmiştir. VIII. yy. sonunda Arapların eline geçen kent, müstahkem hale getirilerek Ayn Zarba ismiyle
anılmıştır. 964 yılında tekrar Bizans’ın hâkimiyetine girmiştir. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra güneybatıya
kaçan Ermeniler, yerleştikleri Kilikya Ovası’ndaki Anavarza’yı 1100 yılında başkent yapmışlardır. Daha sonra
başkent Sis’e (Kozan) taşındıysa da kent, Memlukluların 1375 yılındaki saldırılarına kadar Ermenilerin elinde
kalmıştır
Anavarza hakkında Charles Texier’le başlayıp (1833), Michael Gough’la (1952) süren günümüzde de devam
eden yayınlar daha çok tanımlamalardan ibarettir. İnşa edildikleri ve kullanım gördükleri dönemler pek
irdelenmemiştir. Bu çalışmada tarihsel süreç ile uyumlu olarak Anavarza’da hüküm sürmüş medeniyetlerin
kente mimari katkıları, ulaşan veya ulaşamayan yapıların değerlendirmeleri yapılarak kentin geçirdiği evreler
saptanmaya çalışılacaktır. Bununla beraber kentin Bizans kimliği üzerinde durularak, Bizans’ın
Anavarza’daki ağırlığı tespit edilmeye çalışılacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 3