PLANNING: A CONTINUUM OF UTOPIAN AND NON-UTOPIAN SENSIBILITIES
Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
The Identification of the origins of the intellectual history as well as the profes-sional practice of planning, either in terms of its conceptual foundations or the chronology of events, takes one back to industrializing Europe and United States of the nineteenth century. In this period one can find both 'utopian' and 'anti-' or 'non-' utopian precursors of professional planning practice and planning theory of the twentieth century. This implies that neither set of precursors is the exclusive impetus behind the practice and the body of theory of planning; and this constitutes the main thesis of this essay (2).
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Ütopya teriminin tanımı konusunda farklı ve karşıt görüşler olduğu gibi, planlama ve ütopyanın birbirleri ile olan ilgileri konusunu açıklamaya çalışan farklı yaklaşımlar da bulunmaktadır. Bu yazı ütopya ile planlamanın ne tür bir ilişki içinde olduğunu anlatmakta, böylelikle ütopyanın, planlamanın ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürmektedir. Bunu yaparken ütopyanın tanımı konusunda bir görüş birliği olması gerektiği de vurgulanmaktadır.
Her hangi bir eser ya da çalışmanın bir ütopya olup olmadığının anlaşılabilmesi, o eserin biçim (form), işlev (function) ve içerik (content) yönlerinin incelenmesi ile olanaklıdır (Levitas 1990). Dolayısı ile bu üç yönün teker teker tanımlanması ütopyanın tanımını olası kılmaktadır. Kısaca bir ütopya birey ya da toplumun tümünün mutluluğu ve refahı için ortaya konan, varolan düzenin dışında bir düzen oluşturma özlem ve arzusunun bir söylem biçimine dönüştürülmesi şeklinde tanımlanabilir. Yani var olan düzenden kaynaklanan bir hoşnutsuzluk ütopyayı doğurur.
Bunun yanında, var olan düzenin aksaklıklarının düzeltilebilmesi için yine aynı düzen içinde bir takım iyileştirici girişimlerde de bulunulabilir. İşte planlama, hem varolan düzeni kökten değiştirmeye yönelik ütopyaların, hem de iyileştirici bir sonucu değilse bile bir amalgamı biçiminde ortaya çıkmaktadır.
Kent ve bölge planlamasının birer disiplin olarak belirmesi ve kuramsal çerçevelerinin ilk olarak ortaya konması böyle bir senteze bağlıyken, aynı disiplinler içinde farklı kuramlar gelişmesi ve pratiğin buna göre değişmesi de yine aynı olgu ile açıklanabilir. Yani var olan düzenden hoşnutsuzluk sonucu ortaya konan özlemler (ütopyalar) herhangi bir işin nasıl yapılması gerektiği konusunda insanı aydınlatır ve pratiğini değiştirir. Planlamanın kuram ve pratikteki örnekleri böylesi bir devamlılık içeren bir süreci açıklarken hem planlamanın, hem de ütopyanın mekandan bağımsız olamayışları da aralarındaki ilişkiyi belirler niteliktedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1-2
37-47