AN APPROACH FOR THE POSSIBILITY OF SUSTAINABLE URBAN CONSERVATION: CASE STUDY FOR THE HISTORIC CITY CENTER OF KONYA
Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
In the third millennium acknowledged as the urban millennium, the
debates and studies on heritage conservation planning are focused on
sustainable conservation-development strategies for the historic cities in
particular. Reflections on the heritage conservation in the historic center
of urban settlements, studies have evoked sustainable conservationdevelopment
strategies shaped with national and international tourism
potentials depending on cultural tourism.
The aim of this paper is to define conservation-development strategies
for the future in a methodological setting based on strategic planning
approach including both the spatio-functional setting and the institutional
framework for the historic center of Konya, the city of Central Anatolia
with a population of over a million people.
The methodology of this paper in the context of strategic spatial planning
approach is based on a process composed of four stages, in search for the
possibility of sustainable urban conservation in the historic center. Firstly,
a Sustainable Urban Conservation Strategy is proposed to be prepared
which develops the spatio-functional framework for the conservation and
improvement of local identity and heritage values. Secondly, a Sustainable
Urban Conservation Matrix must be composed to include an analysis
relating to the strategic spatial planning and its implementation process in
the future. Thirdly, by using a SWOT analysis and Integrated Synthesis,
the center must be assessed according to the spatial and the functional
problematic. And finally, a Sustainable Plan Schema defining the main
criteria for the conservation and development of the area in concern must
be prepared in the context of priority planning and detailed urban design
focus areas.
The paper tries to contribute the planning debates on the historical center
of Konya and also on the planning and implementation processes on
historic city centers in Turkey.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
‘Kentsel binyıl’ olarak tanımlanan üçüncü binyılda, kentsel yerleşmelerin,
özellikle tarihsel kentlerin, sahip oldukları kültürel mirasa ilişkin yerel
kimlik değerlerinin, geniş katılım, işbirliği ve şeffaflık ilkelerini temel alan
stratejik mekânsal planlama yaklaşımı eşliğinde sürdürülebilir korunması
ve geliştirilmesine dönük arayışlar, son 10-15 yıldır tartışılmaktadır (Drost,
1996; Larkham, 1996; Steinberg, 1996; Albrechts 2001; Albrechts 2004;
Thorns, 2002)(1). Bu tartışmaların, tarihsel kentlerin ortak bellek ve
geçmişin kanıtları niteliğindeki kültürel mirasa konu olan koruma alanları
üzerindeki yansımaları; küresel sermayeden pay alma arayışları içinde,
yerel kimlik değerlerinin ulusal-uluslararası düzlemde kentsel ya da
kültürel turizm politikaları eşliğinde pazarlanmasına dönük koruma–
geliştirme stratejilerinin üretilmesi biçiminde olmaktadır (Tiesdell vd.,
1996; Ashworth ve Tunbridge, 1990; Ashworth ve Tunbridge, 2000; Orbaşlı,
2000). Dolayısıyla, tarihsel kentlere ilişkin planlama arayışlarının, turizm
politikalarının kültürel mirasa konu olan tarihsel çevreler üzerinde gerek
mekânsal gerekse işlevsel açıdan ortaya çıkardığı beklenti ve talepler ile
sosyal-ekonomik yapı ve teknik altyapı sorunlarına ilişkin olarak üretilen
planlama model(ler)i yoluyla yeniden imarı ya da canlandırılması üzerine
odaklandığı söylenebilir.
Bu noktada, tarihsel kentlerde, özellikle turizm politikaları eşliğinde
biçimlendirilen yeniden imar sürecinin, kültürel mirasa konu olan kentsel
koruma alanları üzerinde küresel ve yerel düzlemlerde sunulan ya da talep
edilen mekânsal ve işlevsel gereksinimler açısından nicel ve nitel düzeyde
değişim/dönüşümlere neden olacağını da gözardı etmemek gerekir. Bu
değişim/dönüşüm sürecinde, tarihsel kentler üzerine kentsel koruma
politikaları ve planlama arayışlarının gündemi, ‘sürdürülebilir kentsel
koruma’ kavramı üzerine odaklanmaktadır.
‘Sürdürülebilir kentsel koruma’, planlama politika ve stratejilerine ilişkin
karar verme süreçlerinde toplumsal örgütlenmelerin rolünü etkinleştiren, toplumsal faydaları eşitlik ilkesi temelinde gözeten, geniş kapsamlı
katılım ve şeffaflık ilkesini temel alan işbirlikçi planlama yaklaşımı
eşliğinde kültürel miras değerlerinin korunması ve geliştirilmesine yönelik
planlama uğraşı olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle, kültürel miras
değerlerini gerek kültürel süreklilik ve sosyal çeşitliliğin korunmasıyaşatılması
gerekse ekonomik gelişme-canlanma sağlanması açısından
stratejik mekânsal planlama yaklaşımı temelinde ele alan geniş kapsamlı
ve bütünleşik koruma yaklaşımını ifade etmektedir. Bu yönüyle, kentsel
bilgi birikim sürecinin temel kaynakları ve geçmişin kanıtları niteliğindeki
kültürel mirasa konu olan yerel kimlik değerlerinin gelecek kuşaklara
aktarılmasını, stratejik mekânsal planlama yaklaşımı temelinde salt
fiziksel içeriğin ötesinde sosyo-kültürel, ekonomik ve yönetsel-kurumsal
sürdürülebilirlik içerikleri açısından da ele alan mekânsal korumageliştirme
stratejilerini içermektedir (Delafons, 1997; Strange, 1997;
Bonnette, 2001; Nasser, 2003; Stubbs, 2004; Grewcock, 2006).
Bu stratejiler, tarihsel kentlerin özgün mekânsal-işlevsel karakteristiklerden
oluşan yerel kimlik değerlerinin sürdürülebilirlik korunmasına yönelik
gerek sosyal-mekânsal ve ekonomik gerekse yönetsel-kurumsal arayışların,
“stratejik öncelikli planlama alanları” ve ‘ayrıntıda kentsel tasarım proje
alanları’ olarak kentsel tasarım çalışmaları düzeyinde ele alınması ve
programlandırılmasına dayanmaktadır (Bademli, 1992; Carmona, 2001;
Albrechts, 2006; Hudson ve James, 2007; Bilsel 2007). Bu programlandırma
süreci, stratejik mekânsal planlama yaklaşımına dayalı olarak üretilecek,
koruma–geliştirme planı bütününde belirlenen öncelikli planlama ve
ayrıntıda kentsel tasarım proje alanlarında, sosyo-kültürel ve mekânsal
sürekliliğin sağlanması ve ‘mekânın özgün yere” dönüştürülmesi amacıyla
çok boyutlu kentsel tasarım teknik ve yöntemlerinin kullanıldığı ayrıntılı
düzenlemeleri, kentsel tasarım projelerini, içermelidir (2).
Bu noktada temel konu, tarihsel kentlerin ulusal-uluslararası düzlemdeki
yerel kimlik değerlerinin mekânsal karakteristik ve işlevsel kimlik
açısından farklılıklar gösterdiğidir. Başka bir ifadeyle; stratejik öncelikli
planlama alanları ve ayrıntıda kentsel tasarım projelerinin gerek konu ve
kapsam gerekse uygulama-tasarım tekniklerinin tarihsel kentlerin ulusaluluslararası
düzlemdeki özgün sosyal-mekânsal ve ekonomik altyapı
farklılıklarına dayalı olarak, kamu yararı odaklı, belirlenmesi gerektiğidir.
Bu belirleme, “mekânın özgün yere” dönüştürülmesi süreci ve yerel
kimlik değerlerinin, kentsel bellek ve imaj, korunması-geliştirilmesi ve
kentsel yaşamla bütünleştirilmesi açısından önemlidir (Gospodini, 2002;
Gospodini, 2004).
Burada şu saptama yerinde olacaktır: Koruma amaçlı imar planları,
geleneksel planlama kademelenmesi içinde kent bütününe dönük üst ölçek
planlardan veri alan uygulama planları olmaktan öte özel ya da özgün
yapılaşma koşulları ve ayrıntılı tasarım ilkeleri ile üst ölçek plan kararlarına
katkıda bulunan uygulama planlarıdır (Zeren, 1990; Clark, 1999; Çeçener,
2004). Diğer taraftan, koruma amaçlı imar planları, sokak, meydan, doku
ya da siluet düzeyinde bütünlük gösteren tarihsel ve kültürel mirasa konu
olan mekânsal altyapının sürdürülebilir korunması ve geliştirilmesine
ilişkin özgün mekânsal-işlevsel stratejilerin yanısıra sosyo-ekonomik
yapıya ilişkin stratejileri de içeren tasarım ürünleridir. Dolayısıyla, koruma
amaçlı imar planları, öncelikli planlama alanları kapsamında ayrıntıda
kentsel tasarım çalışmalarını zorunlu kılan sosyal–mekânsal ve ekonomik
stratejileri içeren tasarım çalışmaları olarak değerlendirilmelidir. Ancak,
stratejik öncelikli planlama alanları ya da ayrıntıda kentsel tasarım alanlarına yönelik olarak üretilecek tasarım projelerinin, koruma-geliştirme
planlarının temel ilke ve stratejileri ile uyumlu olması, bütünlük göstermesi
gerektiği unutulmamalıdır.
Kentsel koruma kavramının sürdürülebilirlik ilkesi temelinde değişen
gündemi, tarihsel kentler üzerine üretilen koruma amaçlı imar planlarının,
karar verme sürecinden, plan hazırlama/tasarım, uygulama-denetimizleme
sürecine dek uzanan yöntem kurgusunun stratejik mekânsal
planlama yaklaşımı eşliğinde yeniden tanımlanmasını zorunlu kılmaktadır.
Bu çerçevede, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu
(UNESCO) tarafından 2007 yılının Dünya Mevlana Günü ilan edildiği
de gözönüne alınırsa, Türkiye tarihsel kentlerinden Konya’nın yakın
gelecekte ulusal-uluslararası düzlemde kültürel turizm ya da kentsel
turizm talepleri eşliğinde mekânsal ve işlevsel değişim-dönüşüm
sürecine gireceği söylenebilir. Sözkonusu değişim sürecinin öncelikli
etkilerinin, kentsel koruma alanı statüsündeki tarihi kent merkezi üzerine
odaklanacağı ve turizm yatırımlarının ortaya çıkaracağı yeni eğilim, talep
ve beklentiler açısından tarihi kent merkezinin mekânsal örüntüsünün
ve işlevsel niteliğinin yeniden kurgulanmasını zorunlu kılacağı açıktır.
Dolayısıyla, gerek tarihi kent merkezi ve yakın etkilenme geçiş alanındaki
kültürel miras varlığının korunması ve sürdürülmesi gerekse yerel kimlik
değerlerinin kültürel turizm yatırımları yoluyla ulusal-uluslararası
düzlemde pazarlanması açısından sürdürülebilir koruma-geliştirme
stratejisinin üretilmesi önem kazanmaktadır.
Bu araştırmanın amacı, 1.000.000’u aşan nüfusu ile Türkiye’nin
metropolitenleşme sürecindeki tarihsel kentlerinden Konya kentinin
‘tarihi, ticari ve kentsel sit alanı’ statüsündeki tarihi kent merkezinde,
sürdürülebilir kentsel korumanın olabilirliği açısından, geleceğe dönük
koruma-geliştirme stratejilerinin mekânsal-işlevsel ve yönetsel-kurumsal
çerçevesine ilişkin yöntem izlencesinin stratejik mekânsal planlama
yaklaşımı eşliğinde tanımlanmasıdır. Bu tanımlamanın, Konya kenti tarihi merkezi üzerine 1980’lerden beri süregelen planlama tartışmalarının
ötesinde, Türkiye tarihsel kentleri üzerine odaklanan planlama
çalışmalarının gerek planlama ve uygulama süreci, gerekse kurumsal
ve hukuksal çerçevesine ilişkin yöntem arayışlarına stratejik mekânsal
planlama yaklaşımı düzeyinde katkı koyacağı düşünülmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
1-18