A NEW DISCOVERY IN CENTRAL LYCIA: THE GÜNAĞI CHURCH
Journal Name:
- Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Our surveys on the Byzantine settlements aim to document the religious and civilian buildings in the region, to discuss dates and functions of the documented structures, to identify the road network interconnecting these settlements, and to identify the contribution of agricultural production to artistic media. In this context, the article's subject constitutes the Günağı Church, situated in the mountainous part of Demre district of Antalya. There is no detailed study about the church except the brief submitted by the epigraph continued research. First time in our survey, we make the drawings of the church, and mark its location on the map as well as small finds around the church are documented in detail with photos and drawings.
The church was built in "three-aisled basilica" scheme which is very common in the Lycia. The church, which was between the two villages shows the characteristics of a village church rather than a monastery. There are narthex and atrium at the west of the church, and at south remains of a burial chapel. Besides the church displays many of specific features in this area, some of the features are rare for this region.
The most remarkable feature of the church is the quality and variety of ornaments. A large number of architecture and liturgical function stone work with decorated surfaces has been documented around the church. The architecture of the church and when stone artifacts in the church examined in terms of motifs, techniques and regulation appears that the church was built in the 5th century. It was made some of the architectural arrangement in the northern apse and added the wall paintings when a repair performed in the 11th-12th centuries.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Orta Likya’nın dağlık kesiminde yer alan küçük yerleşimlerde 2014 yılından bu yana Erken Bizans yerleşimlerine ilişkin yürütülen yüzey araştırmasında, bölgedeki dini ve sivil mimari örneklerinin belgelendirilmesi, binaların işlev ve tarihlendirme sorunlarının tartışılması, yerleşimler arası antik yol ağının tespit edilmesi ve bölgedeki tarımsal üretimin sanat ortamına katkısının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda Antalya’nın Demre İlçesi, Beymelek beldesinin dağlık kesiminde yer alan Günağı Kilisesi bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Hakkında ayrıntılı bir çalışma bulunmayan kilisenin 2014 yılı yüzey araştırmamız kapsamında ilk kez planı çizilmiş, konumu harita üzerine işlenerek kilise içinde ve çevresindeki buluntular fotoğraf ve çizimler eşliğinde ayrıntılı belgelendirilmiştir. Bu makalede kilisenin mimarisi ve bezemeleri ile ilgili ilk bulgularımızın paylaşılması ve kilisenin bölge mimarisi içindeki yerinin ve öneminin ortaya konulması amaçlanmıştır.
Kilise Likya bölgesinde çok yaygın olan “üç nefli bazilikal plan” şemasında inşa edilmiştir. İki köy (kome) arasına inşa edilen kilise, manastır olmaktan ziyade bir köy kilisesi özellikleri göstermektedir. Kilisenin batısında narteks ve atrium ile güneydoğu köşesinde yapıya bitişik, olasılıkla bir mezar şapeline ait kalıntılar bulunur. Kilisenin bölgeye özgü birçok özelliğinin olmasının yanı sıra neflerinin arasının taş levhalarla kapatılmış olması, kuzey ve güney neflerinin doğuda birer apsisle sonlanması gibi bazı özellikleri bölgedeki kiliselerde az rastlanan uygulamalardır. Kilisenin en dikkat çekici özelliği bezemelerinin kalitesi ve çeşitliliğidir. Kilise içinde ve çevresinde çok sayıda bezemeli mimari ve liturjik taş eser belgelendirilmiştir. Mimari taş eserler, sütun kaidesi, sütun, sütun başlığı, yastık/duvar payesi başlığı, söve, lento ve çörten; liturjik taş eserler ise baluster, levha ve templon levha üstü başlık işlevinde kullanılmış olan parçalardır.
Kilisenin mimari özellikleri ve kilise içindeki taş eserler, motif, teknik ve düzenleme bakımından incelendiğinde, kilisenin 5. yüzyıl içine inşa edildiği ve 11.-12. yüzyıllardaki bir onarım sırasında kuzey apsiste bazı mimari düzenlemelerin yapıldığı ve kuzey apsis içindeki duvar resimlerinin eklendiği anlaşılmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 25