Journal Name:
- Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Cumhuriyetimizin kuruluşuna kadar Osmanlı’dan ya da Doğu’nun Müslüman ülkelerinden Batı kültürüne yansıyan her türlü
öge, örneğin, müzik, edebiyat ve diğer sanat yapıtları, folklor, yaşayış biçimleri, zevkler, dahası tüm egzotik olgular, özellikle
17 ve 18. Yüzyıllarda, Türklerden yansımalar olarak bilinirdi ve Türk adı altında anılırdı.
Haçlı seferlerinden beri, Doğu’nun Müslüman ülkeleri, farklı kültür ve gelenekleriyle Batılıların ilgisini çekmiştir. Çok sayıda
tiyatro oyunu, opera, bale ve müzik yapıtı Türklerle ilgili konulara ayrılmış, bu yapıtlarda Türk imgelerine yer verilmiştir. Bunlara
felsefe metinlerini de eklemeyi unutmamak gerekir. Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan toplumsal ve siyasal olaylar, Sarayda
harem entrikaları, Türk halkının fantezilere açık düşgücü, günlük yaşamın mistik yönleri gezginlerin öykülerinde, misyonerlerin
mektuplarında yer aldıkça, Türklerin yaşam biçimleri, Batılı yapıtlarda daha çok görülür oldu. Bu yapıtlar arasında Türkleri
olumlu ya da olumsuz yönleriyle ele alanlar vardı.
Konularını Türklerin dünyasından alan bazı yazar, düşünür ve bestecilerin adlarını şöyle verebiliriz: Racine, Molière, Cervantes,
Carlo Goldoni, Mozart, Beethoven, Haydn, Rameau, Gluck, Haendel, Rossini, Verdi, Johann Wolfgang Frank, Christopher
Marlowe, ve Jean-Jacques Rousseau.
Bu bildiride, Cara Mustapha başlıklı operasıyla Johann Wolfgang Frank, operalarında Türkleri konu alan Haendel, yapıtlarında
Doğu’ya özgü müzik aletlerinin etkisini hissettiren Gluck ve Mozart’a, yer verilecektir. Son olarak da Türkler, Osmanlı
İmparatorluğu ve Doğu halkları üzerine düşünceler üreten Jean-Jacques Rousseau’ya değinilecektir. Rousseau, Batılı bir çok
yazar ve bestecinin yaptığı gibi, Türk dünyası üzerine olumlu ya da olumsuz doğrudan görüş ileri sürmek yerine, “Türklere
Türk müziği gereklidir” diyerek bu halkı ulus oluşturmaya doğru yönlendirmek istemiştir. Ona göre müzik ulusal özelliğin dile
getirilişidir. Ancak, Osmanlı müziğinin Türk müziği olarak görülmesi de büyük bir yanlışlıktı.
FULL TEXT (PDF):
- 29