You are here

Böbrek Nakli Hastalarında Steroid Toksisitesi ve Mikofenolat Mofetil Kullanımı

Steroid Toxicity and Mycophenolate Mofetil Therapy in Renal Transplant Patients

Journal Name:

Publication Year:

Abstract (Original Language): 
Böbrek nakli hastalarında; steroid, 40 yılı aşkın süredir hem indüksiyon hem de idame tedavisinde immünosüpresyon olarak kullanılmaktadır (1). Uzun zamandan beri bilinen kortikosteroidlerin immün sistem üzerine olan etkisi, dolaşımda bulunan lenfositlerin dağılımını değiştirerek retiküloendotelial sistemde CD4+ hücrelerinin birikmesine yol açmasıdır (2). Yakın zamanda ortaya çıkmıştır ki, kortikostero-id, birçok lenfokin ve sitokinin ekspresyonunu en¬gelleyerek lenfositlerin çoğalmasını ve fonksiyonunu engellemektedir. Kortikosteroidler hidrofobik özelliğinden dolayı kolayca hücreye diffüz olmakta sitoplazmada reseptörüne bağlanmaktadır. Steroid-reseptör kompleksi hücre çekirdeğine geçerek, DNA üzerinde bulunan glukokortikoid response element adı verilen bölgelere bağlanmaktadır. Bu bağlanma transkripsiyon engelleyici faktörlerin ekspresyonuna yol açmakta, bunun sonucunda da birçok sitokinin transkripsiyonu engellenmektedir (3,4). Yakın za¬mandaki kanıtlar kortikosteroidlerin aktive eden protein-1 ve nükleer faktör-KB (NF- KB) gibi trans¬kripsiyon faktörlerin etkilerini engellediğini göster¬mektedir (5,6). Kortikosteroidlerin hücre içi etkile¬rinden dolayı antijen sunan hücreler olan makrofaj, monosit ve dendritik hücrelerde interlökin-1 ve 6'nın oluşumunu engellemektedir (7,8). İnterlökin-1 yardımcı T hücrelerinin uyarılmasında, interlökin-6 B hücrelerinin uyarılmasında görev almasından do¬layı kortikosteroid bağışıklık sisteminin her iki kolu olan hücresel ve hümoral yanıtı engellemektedir. Steroid ayrıca interferon-y ve tümör nekrozis faktö- rü de içeren diğer pro-inflamatuar sitokinlerin olu¬şumunu da engellemektedir (9,10). Sonuç olarak kortikosteroidler lenfositlerin aktivasyonunu, proli-ferasyonunu ve dağılımını etkilemektedir. Böbrek nakli hastalarında kortikosteroid kullanımı birçok yan etkiye neden olabilmektedir. Kortikosteroidlerin yan etkileri Tablo 1'de gösterilmiştir (12). Steroide bağlı komplikasyonların insidansı; posttransplant hi-pertensiyon için %15, posttransplant diabetis melli-tus için %10, periferik kemik kırığı için %2, avaskü-ler nekroz için %8 ve katarak için %22 olarak tahmin edilmiştir. Bütün bu komplikasyonların 50 hasta için 10 yıllık maliyeti 265,900 ABD doları olarak hesap¬lanmıştır (13). Böbrek naklinde, mikofenolat mofetil gibi yeni immünosüpresiflerin kullanıma girmesiyle ve steroidin özellikle yan etkileri nedeniyle steroid içermeyen immünosüpresif protokoller gündeme gelmiştir. Hızla çoğalan hücreler DNA sentezi için gerekli olan pürin bazına ihtiyaçları vardır. Pürin sentezi de nova veya "salvage" yol ile sentezlen-mektedir. Labarotuvar çalışmaları lenfositlerin pürin sentezi için tama yakın de nova pürin sentezine ih¬tiyacı olduğunu göstermiştir (14). Mikofenolik asit (MPA), mikofenolat mofetilin (MMF) ana maddesi olup, Penicillum breviocompactum ve benzeri fun-guslar fermantasyonu sonucunda elde edilmiş bir üründür ve ilk defa 1893 yılında Gosio ve arkadaşları tarafından keşfedilmiş olup, 1969 yılında inozin monofosfat dehidrogenez (IMPDH) enzimini inhibe ettiği gösterilmiştir (15,16). IMPDH enzimi pürin sentezinde görev alan bir enzim olup, bu enzimin engellenmesiyle guanozin nükleotid oluşumu azal¬maktadır. Bütün bunların sonucunda da DNA sente¬zi ve hücre bölünmesi etkilenmektedir (17).
25-28