THE CLINICAL IMPORTANCE OF HYPERVOLEMIA IN PATIENTS WITH END-STAGE RENAL FAILURE
Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Except for causing hypertension, hypervolemia as a separate risk factor has attracted little attention in patients with end-stage renal failure. We investigated the effect of volume reduction on several clinical and echocardiographical parameters in 14 patients. Ten were on hemodialysis, two on peritoneal dialysis and two on conservative treatment. Selection criteria were either cardiothoracic index>0.50 on chest x-ray, and/or hypertension unresponsive to a test dose of 25 mg of captopril which we consider a proof of "hypervolemia" even in the absence of clear cardiomegaly.
During 12(8 day treatment period(ultrafiltration andlor diuretic) a striking weight loss was achieved in all pts(4.9(3.1 kg) while blood pressure normalised despite stopping all previously used antihypertensive drugs. Exercise capacity increased by 100%, while hematocrit and serum albumin level showed marked increases(%24± 2, %o 28± 3; 3.4± 0.5 grldl, 3.9± 0.5 grldl). Echocardiography values for left atrium, left ventricle and vena cava diameters decreased in all pts, cardiothoracic index decreased also in those with previous values "within the normal range".
In conclusion, cardiomegaly and negative response to captopril in hypertension often indicate hypervole-mia; even with normal blood pressure correction of hypervolemia can greatly benefit patients. Echocardio graphic assesment(increased left atrial volume) is very helpful in doubtful cases. Low hematocrit and albumin levels may not only indicate insufficient dialysis but also insufficient ultrafiltration.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Son dönem böbrek hastalığındaki hipervolemi, yol açtığı hipertansiyon dışında, ayrı bir risk faktörü, olarak yeterince dikkat toplamamıştır. Bu çalışmada, 14 hastada volüm azaltılmasının çeşitli klinik ve ekokardiy o grafik parametreler üzerine etkileri incelendi. Onu hemodiyaliz, ikisi periton diyalizi, ikisi de konservatif tedavi görmekteydi. Hasta seçim kriterleri telekardiyografide 0.50' den büyük kardiyotorasik indeks ve/veya belirgin kardiyomegali olmasa bile, hipervolemi kanıtı olduğunu düşündüğümüz, 25 mg test doz kaptoprile yanıtsız hipertansiyon idi.
Tüm hastalarda, 12± 8 günlük tedavi sonucu(ultrafiltrasyon ve/veya diüretik) çarpıcı bir kilo kaybı sağlandı(4.9(3.1 kg), daha önce kullanılan antihipertansif ilaçlar kesilmesine rağmen kan basıncı normalize oldu. Hematokrit ve serum albumini belirgin artış gösterirken(%24± 2, % 28+3; 3.4± 0.5 grldl, 3.9± 0.5 gri di), egzersiz kapasitesi % 100 arttı. Ekokardiy o grafik olarak ölçülen sol atrium, sol ventrikül ve vena kava çapları tüm olgularda azaldı; kardiyotorasik indeks, başlangıçta " normal " sınırlarda olanlar da dahil, tümünde azaldı.
Sonuç
olarak, kardiyomegali ve kaptoprile yanıtsız hipertansiyon sıklıkla hipervolemiyi göstermekte, kan basıncı normal olsa bile hipervoleminin düzeltilmesi önemli yararlar sağlamaktadır. Kuşkulu olgularda, ekokardiy o grafik değerlendirme (artmış sol atrium çapı) çok yardımcıdır. Düşük hematokrit ve albumin düzeyleri yalnızca yetersiz diyalizin değil, yetersiz ultrafiltrasyonun da sonucu olabilir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
68-71