RED BLOOD CELL MEMBRANE LIPID PEROXIDATION AND CHANGES OF ANTIOXIDATWE HOMEOSTASIS IN PATIENTS ON CHRONIC HEMODIALYSIS
Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Serbest radikaller organizmada, hem normal metabolizmanın yan ürünü olarak hetnde çevresel faktörlerin etkisi ile oluşabilmektedir. Serbest radikaller reaktif yapıları nedeniyle başta lipidler, proteinler, karbonhidratlar ve DNA olmak üzere oksidlenebilen tüm hücre elemanları ile etkileşmektedirler (1).
Lipid peroksidasyonu, organizmada oluşan kuvvetli oksidleyici bir radikalin membran yapısında bulunan poliansature yağ asidi zincirindeki metilen gruplarından bir hidrojen atomu uzaklaştırması ile başlamaktadır. Lipid peroksidasyonunu başlatan başlıca radikal, hidroksil radikalidir. Lipid peroksidasyonu membran yapı ve bütünlüğünün bozulması, oluşan serbest radikallerin, çeşitli hücre bileşenleri üzerine etkisi ve son ürünlerin sitotoksik etkileri gibi farklı yollarla hücre hasarına neden olmaktadır (2).
Serbest radikallerin yol açtığı hücre hasarı, hücresel koruyucu sistemlerin etkinlik derecelerine bağlıdır. Enzimatik serbest radikal temizleyicileri, süperoksid dismutaz, glutatyon peroksidaz ve katalazdır. Katalaz ve glutatyon peroksidaz enzimleri, reaktif hidroksillerin hasarlayıcı etkilerine karşı sınırlı direkt korunma sağlayabilirler. Bununla birlikte, düşük molekül ağırlıklı serbest radikal temizleyicileri (antioksidanlar), serbest radikallerle direkt reaksiyona girebilirler. Ve onları en azından daha az zararlı, daha stabil metabolitlerine döndürürler (1). Suda çözünen askorbik asid ve ürik asid gibi antioksidanlar aköz fazda kalan oksijen radikallerini temizlerler. Yağda çözünen -tokoferol gibi antioksidanlar ise membrandaki lipofilik serbest radikalleri daha az toksik forma indirgerler (3). Değişen şartlar altında, ürik asid, glutatyon, transferrin, sistein gibi diğer küçük moleküller, serbest radikal temizleyicisi olarak etki edebilirler (1).
Bir çok araştırıcı, kronik hemodiyaliz hastalarında eritrosit membran lipid peroksidasyonunu incelemişlerdir. Hemodiyalize girmeyen ve serum
kreatinini 5 mg/dl üzerindeki hastalarda da eritrosit membran lipid peroksidasyonunda artış olduğu bildirilmiştir (4). Bu, lipid peroksidasyon anormalliğinin diyaliz süresinden ziyade renal yetmezlikle ilgili olduğunu düşündürmektedir. Sürekli ayaktan periton diyalizi (SAPD) hastalarında eritrosit malonilaldehid düzeyini hafif yüksek, kronik hemodiyaliz hastalarında düşük bulan Taccone-Gallucci ve ark (5), SAPD'nin eritrosit bütünlüğünü değiştiren plazma oksidanlarını uzaklaştırmada kronik hemodiyalizden daha etkili olduğunu düşünmüşlerdir. Miguel ve Linares (6) ise, hemodiyaliz öncesi ve sonrası eritrosit lipid peroksidasyonunu karşılaştırdıklarında; diyaliz sonrası malonilaldehid düzeyinin anlamlı arttığını bildirmişlerdir. Daha önce merkezimizde yapılan bir çalışmada da, kronik hemodiyaliz hastalarında plazma ve eritrosit lipid peroksidasyonunun sağlıklı kontrollerle kıyaslandığında anlamlı yüksek olduğu ve bir ay süreyle 300 mg/gün vitamin E tedavisi ile anlamlı azaldığı gösterilmiştir (7). Antioksidan ajan olarak eritrosit tokoferol tüketiminin artması hemolize duyarlılığı arttırmaktadır. Farklı çalışmalarda kronik hemodiyaliz hastalarında eritrosit tokoferol seviyeleri ya normal (8), ya da anlamlı düşük (9,10) bulunmuştur.
Lipid peroksidasyonunun ana reaksiyon ürünü malonilaldehidin (MDA) serum konsantrasyonunun ve eritrosit malonilaldehid içeriğinin artması (8,11), üremik serumun antioksidatif aktivitesinin azalması (12), vitamin E uygulanımı ile intradiyalitik hemolizin azalması (13) kronik hemodiyaliz hastalarında antioksidatif homeostazis değişikliklerini gösteren bulgulardır.
FULL TEXT (PDF):
- 1
1-4