Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
GİRİŞ VE AMAÇ
İlk kez 1894 yılında Pfeiffer ve Bordet'in yaptığı deneyler ile tanımlanan kompleman sistemi, günümüzde pek çok hastalığın teşhis ve tedavisinin yönlendirilmesinde kullanılmaktadır. Kompleman eksikliği sıklıkla piyojenik enfeksiyonlara ve immunkompleks oluşumu ile seyreden hastalıklara eşlik etmektedir. Özellikle kalıtsal kompleman eksikliği olan ve glomerulonefritli hastalarda kompleman değerlerinin ölçümü, tanı ve tedaviye Önemli katkılar sağlamaktadır. Bu nedenle testler ülkemiz ve batı ülkelerinin romatoloj i bölümlerinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak bu testlerin yaygın kullanımının beklenen ölçüde faydalı olmadığını düşündüren veriler de giderek artmaktadır. Biz de bu çalışmamızda UÜTF romatoioji polikliniğine son 8 aylık dönem içerisinde başvuran veya takip edilen hastarda istenen kompleman testlerinin gerekçeleri, teşhis, takip ve tedaviye katkılarının olup olmadığını inceledik.
MATERYEL METOD
Ağustos 1998- Mart 1999 tarihleri arasında UÜTF Romatoioji polikliniğine başvuran ve serum kompleman testleri ( C3-C4) çalışılan, 11.4*0 (%60) kadın, 77'si (%40) erkek toplam 191 hasta çalışmaya alındı. Hastalarımızın yaş ortalaması 54± 14,5 idi.
Tüm hastaların dosyaları incelenerek hastalardan kompleman istenmesinin amacı (teşhis, hastalık aktivasyonunun tayini, tedavinin yönlendirilmesi) tespit edildi. Tetkik aşamasındaki hastalarda kompleman testlerinin son tanıya katkısı, tanısı konulmuş hastalarda hastalık aktivasyonu ile kompleman düzeyleri arasında ilişki araştırıldı. Hastaların serum kompleman düzeyleri UÜTF mikrobiyoloji laboratuvannda nefalometrik yöntem kullanılarak tayin edildi.
BULGULAR
Çalışmamızda yer alan tüm hastalıklarda serum kompleman testlerinin (C3-C4) ikisi birden istenmişti. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucunda; %34 hastada kompleman değerleri düşük,%56 hastada kompleman değerleri normal, %10 hastada kompleman değerleri yüksek olarak bulunmuştur. Hastalarımızın %74 ünde kompleman testleri tanı aracı olarak istenmiş buna karşılık % 26 hastada bilinen bir hastalığa katkı sağlama amacına yönelik olarak testler çalışılmıştır.Çahşılan kompleman 3 ve 4 testlerin sonuçları; 166 olguda birbirleriyle uyumlu ( her iki test düşük, normal yada yüksek ) bulunmuş, 25 hastada ise uyumsuzluk tespit edilmiştir. Uyumsuzluk tespit edilen olgular çalışma dışı tutulmuş ve diğer 166 olgunun kompleman ölçümlerinin hastalıklara göre dağılımı Tablo'1 de gösterilmiştir. Çalışmaya alınan 191 hastanın kompleman testlerinin hasta sayıları ile olan ilişkileri Tablo'2 de gösterilmiştir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
83-86