VASCULAR ACCESS INADEQUACY IN CHRONIC HEMODIALYSIS PATIENTS
Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Vascular access inadequacy is one of the major cases of morbidity in chronic hemodialysis patients.
In our study, our purpose was to show the importance of close follow up of the patients in order to achieve a properly functioning A V fistula and grafts. We aimed at showing that with an early determination of stenosis of or thrombosis found in an access, an appropriate intervention with thromboltic percutaneous methods, they can be made more long lasting.
The study was conducted at our hemodialysis unit on 30 chronic hemodialysis patients, 12 womenf Mean age 54.84±9.9) and 18 men (Mean age 58.50±15.7)
The evaluation of the patients was done according to: age, the number of weekly hemodialysis sessions , serum cholesterol, trigliseride ,HDL , Albumin levels, presence or absence of diabetes, dialysis hypotension .average amount of UF, presence of edema and aneurisma and the follow up of the dynamic venous pressure.
Depending on dynamic venous pressure follow -up , 22 patients with 3 value above the threshold ,and progressively increasing pressure; and edema, and aneurysma or a change in the character of the thrill of access , underwent a Doppler US. Angiography was done on 15 patients determined to have a stenosis or total occlusion.
The demographic and laboratory data of age, presence of diabetes, serum cholesterol, trigliseride and albumin levels there was no significant difference between the groups with stenosis and-without.
Based on the parameters of hemodialysis such as the number of weekly hemodialysis sessions, average amount of UF and bleeding time, there is still no significant difference between the two groups.
In the group with access occlusion or stenosis, dynamic venous pressure follow-up determined a pressure value higher than 125 mmHg. The difference was statistically significant when comparing the two groups.
In the 10 of 15 patients who underwent angiography, a stenosis was confirmed, whereas in the remaining 5patients a total occlusion was determined. PTA was applied to 5 of those patients with stenosis. An adequate opening was achieved in 3 out of 5 patients. Similarly, an opening was achieved in one of the two patients in whom on hydrolizer was applied.
We found that among the hemodialysis patients with low serum HDL and who developed hypotension vascular access problems were more common. With follow- up of the dynamic venous pressure and early determination of the vascular stenosis, a percutaneous treatment can increase the durability of an access.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Kronik hemodiyaliz hastalarında damarsal giriş yolu yetersizliği morbiditenin en önemli nedenidir.
Bizim çalışmamızdaki amaç A Vfıstül ve greftlerin yakın izleminin giriş yolunun kalıcılığını sağlamadaki önemini göstermekti. Giriş yolundaki darlık ve tıkanıklıkların erken tespit edilerek perkütan trombolitik yöntemlerle daha uzun kalıcılığı sağlanabilir.
Çalışmaya Hemodiyaliz ünitemizde diyalize giren 12 kadın (Yaş Ort.54.84±9.9) 18 erkek (Yaş Ort.58.5±15.7) toplam 30hasta alındı..
Hastalar haftalık hemodiyaliz seans sayılan, serum kolesterol, trigliserit, HDL, albumin düzeyi, diyabet varlığı, diyaliz hipotansiyonu, ortalama ultrafiltrasyon miktarı, giriş yolu olan kolda ödem, anevrizma varlığı ve dinamik venöz basınç takibi açısından değerlendirildi.
Dinamik venöz basınç takibinde eşik değeri geçen 3 değeri ve artan basıçları olan giriş yolu olan kolda ödem veya anevrizması olan veya giriş yolu trill karakterinde değişikliği olan toplam 22 hastaya Doppler US uygulandı. Bu hastaların 15 'ine anjiografi uygulandı.
Darlık olan grup ile olmayan grup arasında yaş, diyabet varlığı, serum kolesterol, trigliserit,albumin düzeyi arasında anlamlı fark yoktu.
Hemodiyaliz parametreleri açısından haftalık hemodiyaliz seans sayısı, ortalama UF miktarı ve kanama zamanı açısındanda iki grup arasında anlamlı fark yoktu.
Giriş yolu tıkanıklığı veya stenozu olan grubun dinamik venöz basınç takipleri 125 mmHg nın üzerinde idi. İki grup arasındaki fark istatiksel olarak anlamlı idi.
Doppler US ile darlık tespit edilen 15 hastanın 10 una anjiografi uygulandı. Darlık anjiografik olarak ta gösterildi.Darlığı olan hastaların 5 ine PTA uygulandı. 3 hastada yeterli açıklık elde edildi. Tam tıkanıklık olan 2 hastaya hidrolizer uygulandı, birinde açıklık elde edildi.
Biz hemodiyaliz hastalan arasında HDL düşüklüğü ve diyaliz hipotansiyonu olanlarda giriş yolu darlık ve tıkanıklıklarının daha çok görüldüğü kanısına vardık. Dinamik venöz basınç takibi ile de darlıkların erken tespiti ve perkütan yöntemlerle tedavisi ile damarsal giriş yolunun kalıcılığı sağlanabilmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 3
128-132